İNSANIN İNSANI KATLETTİĞİ TARİH: 2025

Merhaba gelecekteki insanlık,
Biz 2025 yılındayız ve tarihin en zalim zamanını yaşıyoruz. Eski dönemlerde buna benzer olaylar meydana gelmişti. Güya biz, o dönemlerden ders almış medeni bir milletiz. Ama maalesef ki çocukların, kadınların, yaşlıların, mazlumların üzerine bombaların yağdığı ve erzak verilmesinin yasaklandığı büyük bir zulmün tam ortasındayız.
Çöplerimizin artık yemeklerle dolu olduğu bir kültürde, açlıktan ölen insanların sayısının günden güne artmasına şahit olmaktayız. Zulüm altındaki insanların kimlikleri Müslüman olduğu için tüm hakları ellerinden alınmakla kalmıyor, hayvanlar kadar bile değer görmüyorlar. Acı olan tarafı ise, o topluluğun yeryüzünden silinmesine inandırılmış, adı Müslüman kimlikler… Yani, Siyonizmin kendi kanlı projeleri için uyuşturduğu köle ruhlar.
Kendi dinini anlayamamış, Müslümanlıktaki kardeşlik bilincini kaybetmiş; fakat diğer taraftan, farkında olarak ya da olmayarak batıl bir inancın, batıl oyunlarına alet edilmiş milyonlar…
Biz ne mi yapıyoruz? Duadan başka bir şey yapamıyoruz. İsrail ve bu zulme ortak olan tüm firmaların mallarını boykot etmekten bile aciz kalmış durumdayız.
Öyle bir zamandayız ki, bir insanın ölümünü kendi keyfimize ve rahatımıza tercih edecek kadar karmaşık bir yaratığa dönüşmüşüz.
Peki bu hale nasıl geldik? Ne oldu da böyle olduk? Bu sorunun üzerinde düşünmüyoruz bile. Çünkü, “bizim derdimiz ve meselemiz değil” diyerek içimizdeki vicdanı bastırmaya çalışıyoruz. Hem de bunu oldukça iyi başarıyoruz.
Bir köpeğin ayağı kırılsa sosyal medyalar, sokaklar kaosa dönerken; açlıktan ölen çocuklar, bombayla parçalanan bedenler umurumuzda bile değil. Çok garip değil mi?
Bu hale gelmemiz için bilinçaltımıza gönderilen o kadar çok şey var ki… Filimler, sosyal medyalar, görsel çalışmalar, yalan haberler ve sahte hikayeler, içimizden satın alınmış kuklalar, ifritten sorular, inancımızı zayıflatan türlü türlü propagandalar, sahte hocalarla manevi çöküşler yaşatmalar, yediğimiz ve içtiğimiz her bir besinimizin GDO’ suyla oynamalar. Her şeyi dünya üzerinden kurgulayıp ölüm gerçeğini unutturmaya çalışan türlü hileler…
İyi insan olmayı pasifleştirip; bencilliği, duyarsızlığı değerli ve kazanılması gereken bir özellik gibi göstermeler…
Bizden sadece Müslümanlığımızı değil, insanlığımızı da aldılar. Böylece, acımasız, karanlık, zalim bir döneme sürüklendik.
Sonuç olarak: 2025 robotlaşma dönemine girdik.
Sorumluluk yükü ise, “Müslümanım ve insanım” diyen herkesin omuzlarında. Hâlbuki vicdani bütünlük yapıp birleşerek ayağa kalksak, karşımızdaki düşman topuklarına bakmadan kaçacak kadar korkak.
Ama ne yazık ki bunu bile yapamıyoruz. Savaşın ateşinin bize dokunmasından korkuyoruz. Fakat bu ateşe bulaşsak da bulaşmasak da sonunda bizim mahalleye de sıçrayacağını anlamamız gerekiyor.
Ve biz, buna da gözlerimizi yumuyoruz.
Geçmişten bir haber gibi bunları sizlerle paylaşıyorum. Eğer tarih bir noktada değişir de size güzel bir dünya bırakabilirsek, bu yazım acı bir anı ve ders olarak size katkıda kalsın. Yok eğer bu anlattıklarımdan daha kötü bir düzene geldiyseniz şimdiden sizden özür diliyorum..
Daha çok yazılacak şey var ama az kelam çok mana diyelim.
Bizim zamanımız, insanlığın insanlığı öldürdüğü ve kimsenin durdurmaya güç yetiremediği, duaların cevapsız kaldığı bir tarih…
Siz bizleri bu konuda örnek almayın.
Bizim yüzümüzü karartan bu zamanın siyahı size de bulaşmasın…
Sevgiyle, saygıyla ve duada kalın…
Emeğine sağlık arkadaşım içimizin sesini yazıyla dile getirdiğin için Allah razı olsun. Yazılarını takipteyim.