GÜNDEMİMİZ NAMAZ
Tam namaz konusunu yazarken, ezanın okunması da ayrı bir manidarlık oldu bana. Bugün sizlerle dinin direği namaz hakkında yazarak konuşmak, namazın mahiyeti hakkında paylaşımlar yapmak istedim. Her şey paylaştıkça güzeldir.
İslam’ın ve müslümanın merkezi olan namaz, aslında bize hayat bütünlüğünü veren tek şey. Eğer yaşamımızda namaz eksikse, hayat boyunca o bütünlüğü sağlayamayıp, hep kendimizi eksik hissederiz. Onun için günümüzde, yoga, motivasyon sözleri ve filmleri, rahatlama hareketleri, yalnızlığa çekilme, arınmalar vb. gibi şeylere ihtiyaç duymamızın sebebi hep bu bütünlüğü arama içgüdüsüdür. Çünkü bizi yaratan Allah (cellecellaluhu) bizi böyle kodlamıştır. Dünya huzurunu, iç huzuru olan namazla orantılı kılmış ve bizi 5 kere huzuruna davet ederek ne kadar kıymetli, değerli olduğumuzu hissettirmiştir. Ayrıca namazda bedenimizin ve ruhumuzun yöneldiği kıble, yeryüzünde Allah’ın evi olduğundan, oradan bize gelen manevi nurların enerjisi, bizi ayrı bir huzura gark ederken, her yaptığımız iş daha farklı olur ve anlam kazanır. Yaptığımız her şeyin farkındalığına varırız ve bizi tatmin eder.
İnsanoğlu hataya ve günaha meyilli zayıf yaratılışlıdır. Hatasız ve günahsız bir hayat hemen hemen imkansızdır. İşte biz namaz sayesinde, günah kirlerimizden manevi olarak arınırız. O günahın karanlığı bizlerden silinip gider. Nitekim peygamber efendimiz (sallahualeyhivesellem) buyurmuşlardır ki “Birinizin kapısının önünden bir nehir geçse ve onda her gün beş defa yıkansa, bu o kimsenin kirinden bir şey bırakır mı, ne dersiniz?” Sahâbîler, (radiyallahuanhum) “Onun kirinden hiçbir şey bırakmaz.” demişler, bunun üzerine Resûlullah (sallahualeyhivesellem) “İşte beş vakit namaz da böyledir! Allah onlarla günahları yok eder.” (Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 6)
Günahların yok olması demek, dünya huzurunun anahtarı demektir. Biz bugün namaz kılmayı reddederek, aslında kendi huzurumuzu reddetmiş oluyoruz. Onun için tüm yaşamımızın orta merkezi namazdır. O güzelse hayatımız güzeldir ve güzel gider.
Namaz, Allah (cellecellaluhu) ile beraberliktir. Yegane her şeyin sahibi ve yaratıcısı olan Allah ile namaz vakitlerinde buluşur, onunla konuşur manevi nurlara gark oluruz. Böyle biri yalan söyler mi? Hainlik eder mi? Aldatır mı? Ondan kötülük zuhur eder mi? İnsanlara, hayvanlara, bitkilere, ağaçlara ve tüm canlı cansız her şeye zulmü dokunur mu? Tüm işini adalet ve doğrulukla yapmaz mı? Hakka, hukuka riayet etmez mi? Her konumda adalet kokmaz mı? Tartıda kandırır mı? Doktorsa, mühendisse, hakimse, avukatsa, her ne iş yapan veya yaptıransa, hepsinde hakkaniyetli olmaz mı? Tabi ki olur. Ama Sevda kardeş, biz ne namazlar kılıp da, neler neler yapanları biliyoruz. Burada bir zıtlık yok mu derseniz evet var derim. Onlar namaz kılmışlar ama namaz ehli olamamışlar. Birde namazı kılarken, ehil olmayı yakalamak vardır. Bende bunu yakalamaya çalışanlardan biriyim. Namaz kılan kişinin bu hali yakalamaya gayret etmesi gerekir. Nitekim Rabbimiz (cellecellaluhu) ‘in ayette buyurduğu gibi “Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebût 29/45) ayeti ile bizlere bunu bildirmektedir.
Demek ki namaz, hakiki olunca ve ehilliği yakalayınca bizi hayasızlığa ve kötülüğe karşı koruyor. Korumuyor ise, dediğim gibi namaz kılan olmuşuz ama tam ehli olamamışızdır. Rabbim (cellecellaluhu) tam ehli olmayı cümlemize nasip eylesin.
Bir kardeşimiz de namaz hakkında konuşurken, bana demişti ki “Sevda abla ben namaz kılmıyorum ama kalbim gerçekten çok temiz.” Gerçekten de kalbi temiz, güzel ahlak sahibi bir kardeşimizdi. Ben de ona hitaben, “biliyor musun, namaz en çok sana yakışır” dedim. Evet namaz en çok, kalbi temiz, güzel ahlak sahibi kişilere yakışır. Kendinizi bundan mahrum etmeyin. O manevi nurlara sizler daha layıksınız.
Sevgi, saygı ve dua ile kalın…