Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 10°C
Çok Bulutlu
Afyon
10°C
Çok Bulutlu
Paz 10°C
Pts 8°C
Sal 7°C
Çar 9°C

ÜSLUP

ÜSLUP
29 Kasım 2024 10:01 | Son Güncellenme: 29 Kasım 2024 21:39
138
A+
A-

Üslup meselesi derin bir mesele. Hep konuşulmuş, hep incelenmiş, hep yorumlar yapılmış. Bir yazarı etkin kılan ne? Unutulmaz kılan, okunmasını sağlayan ne? Yıllar geçse de eserde tat veren ne? Vazgeçilmez kılan ne? Bir kitabı, bir yazıyı veya bir şiiri okuduğumuzda “İşte bu!” dedirten ne?

Herkesten aynı cevabı duyar gibiyim. Üslup. Nasıl büyüleyici bir kelime bu. Kelimelere tat veren, onları başka bir anlama dönüştüren, olmazları olduran…

Belki de ‘amma abarttın’ diyeceksiniz. Ben de diyeceğim ki; “Hiç de değil, az bile söyledim.” Üslubun gücünü anlamayanlara anlatmaya çalışmak oldukça yorucu bir iş doğrusu. O yüzden anlamayanlarla ilgilenmiyorum. Anlayanlar da bilirler ki üslup bir yazarın her şeyidir. Onu kendisi yapan, onu farklı ve özgün kılan üsluptur. Bir yazar üslubuyla var olur, üslubuyla bilinir, tanınır, sevilir, okunur.
Atalarımız ne güzel söylemiş; “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.” Tabii ki her yazarın da kendine has bir söyleyiş tarzı yani bir üslubu vardır. Hepsi ayrı bir lezzet bırakır dimağlarda.

Bu üslubu kazanmak kolay değildir elbette. Çok okumak, kendini bulmak gerekir. Bu nasıl olacak, yazar kendini nasıl bulacak derseniz, öncelikle kendi dilini, kültürünü çok iyi bilecek, kendi edebiyatına ait eserlerin kurdu olacak derim. Bütün bu birikimlerin ardından kendi yolunu, kendi üslubunu keşfedecektir elbet.

Bunca laf ettin de sen kendi üslubunu bulabildin mi derseniz, bulma yolunda çabalıyorum derim. En azından çabalıyorum. Zaman zaman bataklık içinde boğuluyor gibi olsam da çabalıyorum. Kendimi keşfetme yolunda küçük de olsa adımlar atıyorum. Az şey mi? Bence değil. En azından benim için değil. Kendi adıma şunu söyleyebilirim ki bu keşif yolculuğunda kendime göre olduğunu fark ettiğim şey; sadelik. Anlaşılır, yalın, duru, sade bir dil… Samimi cümleler, içten bir anlatım. Hafif gülümseten, daha çok düşündüren cümleler benim keşif yolumun hedefi gibi görünüyor. Ben henüz yolun başındayım, geç de olsa başındayım. Bu yol beni daha nerelere çıkarır bilemiyorum, hem önemli olan hangi yolda olduğunu bilmek değil mi? O yol bir yerlere çıkacak elbet, bunu da zaman ve tecrübeler gösterecek. Daha çok yazılar yazılacak, silinecek, beğenilmeyecek, yine iyi olmadı, bu da değil denilecek, yazma serüveni böylece sürüp gidecek. Hedefine vardığında dinginleşecek, durgunlaşacak ve artık sözcükler yerlerini bulmada hiç zorlanmayacak. Yazarı düşündüren tek şey belki de “Hangi konuda yazsam?” olacak.

ETİKETLER: , , ,
İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı mezunuyum. 48 yaşındayım. Evliyim. İki oğlum var. Yazı yazmayı seviyorum. Çini sanatıyla da meşgulüm.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.