SESSİZLİK VE SEN
Yalnızlık bir çileymiş ustura ağzında
Islanmış gözler ve kupkuru bir alın
Atlar koştura koştura gidiyor sinemden
Tertemiz bir siyahlık kaplamış alnımı
Vuruldum ve kırıldım en ince yerimden
En uzak hayaller kırılmış gökyüzünden
Yeryüzü kurak ve çorak
Bulutlar bembeyaz, meyve vermez şu toprak
Oralarda yoksun ela gözlüm
Kuzeyin kuzeyine gittin
Pılını pırtını toplayarak
Bir davetiye var yer altından
Üstümde beyaz bir gömlek düğmeleri iliklenmiş
Ayaklarımın ucunda bir taş, yüreğinden törpülenmiş
Yüreğine sağlık ne güzel cilalanmış…
Aldım elime bir kağıt güzelliğine ağlayacağım
Sana geldim senden dönemedim
Tutsak mağaralar kurumuş
Gözlerimde içimden dökülen bir yangın
Üstü altından beter şu dünyanın
Kapkaranlık gökyüzü, bulutlar kupkuru
Bu kadarını bildim ben senden
Alevlerin dirildiği yüreğimden damıttım…