Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 21°C
Çok Bulutlu
Afyon
21°C
Çok Bulutlu
Çar 23°C
Per 20°C
Cum 14°C
Cts 14°C

KADER

KADER
5 Mart 2025 14:59
98
A+
A-

Kader, daha önce yazılmış ve insanların da yaşamak zorunda olduğu bir durum mudur yoksa insan kendi kaderini kendisi mi yazar? Kadere razı olup beklemek mi daha evladır yoksa kadere karşı koyup arsızca çabalamak mı? Geçmişten günümüze kadar insanların ilgisini çekmiş ve büyük bir merak konusu olan kader, kimilerine göre mutlak bir şekilde ilahi kudret tarafından yazılmış değişmez alın yazısıdır. Kimilerine göre ise insan, çaba ve gayretleriyle birlikte kaderini kendi belirler. Soyut ve karmaşık bir yapıda olan bu kavramı, keskin kalıplarla ifade edip “böyledir veya şöyledir” deme gibi bir amacımız yok tabi ki. Fakat kader kavramının bu denli karmaşık olması, işler ters gittiğinde insanın aradığı suçluyu bulması ve olumsuz yaşantılarda “kader böyleymiş, çok çabaladım, kaderin önüne geçemedim” gibi bahanelerin arkasına saklanmasını kolaylaştırır elbet. Ama diğer bir taraftan tüm işler yolunda gidip rüzgâr ondan yana estiğinde “kaderim güzelmiş” demek yerine neden “ben başardım, ben yaptım, çok emek verdim” diye tüm sorumluluğu üstüne alır ki insan? Aslında bunu insanın basit ama bir o kadar da karmaşık olan psikolojisiyle açıklamak gerekir. Çünkü insan bencildir. Kötü sonuçlanan bir şeyin sorumluluğunu üstüne almak istemez. İyi sonuçlanan bir şeyi de dolaylı olarak etkilese bile büyük bir etki bırakmış gibi anlatır. Bu sonuçları, ilahi yaratıcının insanın kimyasına koyduğu kibir duygusuyla açıklamak çok doğaldır. Bundan dolayı insanın kadere bakış açısı da kaderin oluşturduğu sonuçlarla doğru orantılıdır diyebiliriz. Kötü sonuçlanan olayların sorumluluğunu kendinde arayan pek az insan vardır. Hayatın getirdiği tecrübeleri olgun bir kabullenişle ele almak, hatalardan ders çıkarmak ve eksiklikleri fark edip bunları düzeltmek bir beceridir ve çoğu insanda bulunmaz. Diğer taraftan gerçekten de elinden geleni yapıp sonuca ulaşamayan insanlar vardır. Bunun nedeni bilinmez. Özgün düşüncemle söylemek gerekirse asıl kader üçe ayrılır: Birincisi çabalamadan istenilen sonuca ulaştıran, ikincisi çabaladığında istediğin sonuca ulaştıran, üçüncüsü çabalasan da sonuca ulaştırmayan. Bunların üçünün sebebini anlamaya insan aklının yetemeyeceği kanaatindeyim. Evreni yaratan yüce kudret buna bir nizam vermiş ve sınırlı insan beyni bunu anlamak için henüz yeterince gelişmemiş. Bundan dolayıdır ki, insan ne güzel sonuçların tüm sorumluluğunu alıp başarıyı tamamen kendine atfetmeli ne de kötü bir sonuçla karşılaşınca suçu dış etmenlere yükleyip kendini çaresiz hissedip kahrolmalı. Hayat uzun bir yol ve insan karşısına neyin çıkacağına hiçbir zaman emin olamaz. İnsan olmanın tarifi de burada gizlidir. Tevekkül…

Psikolojik danışman Erzurum
YORUMLAR

  1. Samed Şenkan dedi ki:

    elinize sağlık etkileyici bir içerik olmuş