Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 17°C
Çok Bulutlu
Afyon
17°C
Çok Bulutlu
Pts 16°C
Sal 17°C
Çar 19°C
Per 18°C

BİLMEK ÇİLESİ

BİLMEK ÇİLESİ
1 Ağustos 2025 17:34 | Son Güncellenme: 1 Ağustos 2025 23:27
204
A+
A-

İlim kıyısında, yaratkan dünyanın

İlim aydınlık bir aşiret gibi

Sıyrılıyor göklerin bin çeşit demir kapısı ardından.

İlim duramıyor çatlıyor arşın sînesinden ve taşıyor yeryüzüne.

Irmaklar ne de kıvrak, dibeklerinde şakırtılar

Fakat taşmıyor nasibine bu sıyırtan sıyırtı.

Birbiri üstünde amansız, yığılmış dağlar bakire bu azaptan.

Irmaklar kangren olurdu; ilmin dalgalarından baygın, çocuksu bir damla yürüseydi çarklarına.

Baş üstüme vuran meşin güneş

Büzüşürdü, saçına ilim tohumu dahi bir an böğürseydi

Ayaklanmakta olsa da alçacık kalmaktır cesedine düşen.

Hür kuşlar, koşan dört ayaklar

Sizin de harcınız değil ilmin mayasını yoğurmak.

Dağlar dizine dek batardı bataklığa, bir dirhem bilmek sıçrasaydı eteklerine.

Dağların bilmek namlusu verildiğinde beline kamburlaşıp çatlamaktan

Ayet-i Celile’de buyurulduğu üzere,

İlmin haşyetiyle parçalanıp

Bıçak gibi saplanmamış mıydı sessizliğe?..

Fakat insan

Kan kusturucu cehaleti ile ne de cesur

Kahkahaları ile ne de hoyrat!

Oysa

Tabutu işgal altında olduğunu,

Bir düşman taburunun köpeksi dualar ile iblisin kirli serin hıncına çarptığını ve

Karanlık asfaltlar üzerinde iğrenti bir korkunun üzüncüne yorgun bedeni ile garkolacağını bilemedi.

Vakti geldi,

Bilmek çilesi

Patlayarak kimyasından

Gürül gürül inzal oluyor

Evvela sıcacık sinelere.

Tebliğ için insanlığa

Çağları aşan gök ile barışık göğüslere.

Sonra dikelmiş bir inatla

Atama, dedeme, anneme

Budandıkça budanan bilmek veçhesi

Kemikleri bönleşen

Aklı cıvık bir pas ile mukayyet asrımızda

8-10 okka daha meşin çığlıklarla

Hummalı konvoylarla visale eriyor

Kırılgan sabahımın üstüne

Bulanık gizemiyle bu gün.

Dünya ırmaklarını

Göğsümü kazıyarak

Çıplatıp binlerce kaygıları

Şafağımı küfleyen

Ürkütücü şenlikler ile

Göbek bağımı neşter ile kesip

Sîneme göklerin dişlerini geçiren ilim sancısı,

İnsan kisvesine bürünüp

Geldi hayatıma.

Gizemli bir hinlik insan olmak.

Çamurdan sıyrılıp kepenk kaldırmak göklere.

Gençliğim için karanlık ve amansız ya dipsiz bir uçurum

Veyahut

Ebed yurduna levendâne ilerleyiş.

Beynim huylanıyor,

Ak yeleli kısraklar üzerinde

Tırnaklarım ile gülümserlik

Doğum sancısı avuçlarımı hançerliyor.

Soğuk bir cesedin hayat bulması

Ve bir çiçeğe uzanması,

Kuşları hissetmesi,

Artık hissiz parmaklara can gelmesi…

Ey benim hem hazdan tan yeline dek çıkaran şükrümü

Hem de

Tabutum üzerinde

Yedi ırkın günahını kazıyan

Yedi semanın yükünü omuzlayan

İnsanlık ve bilmek çilesi!

Gövdemden söküp

Üstümdeki çirkefliği

Bilmek, insan safhasına ermek

Dehlizlerinden sıyrılıp bilmemek cehaletini

Hercai bir neşe ile

Maniler okuyarak göklere

Sevincimi

Toprak ile dalaşmadan

Sarsaklaşmadan bayırlarda

Aşk ile kılıçsız sevişerek

Bilmek çilesini aşmam gerek

Kıyı bucak kaçmadan insanlık kisvesinden.

Kıyısına bucağına ermem gerek,

İnsanlık ve bilmek veçhesinin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Satırdan sâdıra, varmaktır niyetim... Nazmım tekkemden hakka varan bir meşk, Veznim bir sadâ, ezelden ebede meyyâl              
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.