Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 20°C
Çok Bulutlu
Afyon
20°C
Çok Bulutlu
Çar 22°C
Per 21°C
Cum 14°C
Cts 13°C

KANADI KIRIK DÜŞLER SENFONİSİ

KANADI KIRIK DÜŞLER SENFONİSİ
31 Mayıs 2024 13:04 | Son Güncellenme: 31 Mayıs 2024 15:10
315
A+
A-

Bir kuş cıvıltısı yankılanır kulaklarımda

Yanık bir türkü gibi

Acılı ve feryat dolu

Tüylerim ürperir duyduğum anda

İçime oturur hüznün iç çekişleri

Gözlerim niçin dolar?

Vücuduma gelen titreyiş neyin nesi?

Boğazımdaki yumru orada ne ara yer edindi?

Boğazımda düğümlenen yumru değil

Kanatlanmayı bekleyen kuşların çırpınışı

Her gün pencereme kuşlar konuyor

Pencere önüm kuş bahçesi

Onlara dünden kalma ekmeği ufaltıp atıyorum

Onlar can kırıntılarımı yemek istiyorlar

Ben onlarla uçmak istiyorum

 

Bıraktı kuş kendini ölümün soğuk kollarına,

Hoş karşılandı burada, nahif ve zarif bir yana.

Uçuyor muydu kuş, yoksa hayatta mıydı hâlâ?

Baktı etrafa, göremedi sevdiklerini, ne dost ne yara.

Katletmek istediği solucan bile yoktu yanında,

Hüzünle doldu içi, kanatları yalpaladı kederle.

Ne yapacağını bilemez hâlde, çırpındı bir o yana bir bu yana,

Çığlıklar attı, koştu durdu, bulamadı çaresini, neyleyip edeceğini.

Memnun değildi kuş, başka diyarlara geçmekten,

Ne lütuf istemişti ne bahşedilmişti ona, sadece sessizlikten.

 

Kuşa benzettiği kendi benliğiydi

Çırpınsa da bir yer edinemedi

Sonra bıraktı kendini

Ve bekledi kesin olan ölümün ona gelmesini

Oysa insan ne dese de değişmez

Umut en çok ölüme yakınken fazladır

Şimdi yine yalnız biri

Üstelik ölmeyi bile becerememiş

Hâlâ umudunu koruyor en olmadık yerlerde

 

Bir şeyler bitiyor.

Bir şeyler başlıyor.

Kırılıyor bardaklar tabaklar içimde.

Soluğumu kesiyor aynalar.

Suretler belli belirsiz.

Kapalı bütün yollar.

 

Çırpınıyor içimde bir kuş, hisler korosunda en hazin gösterisiyle

Pervaz ediyor yalpalayarak garpla şark arasındaki medcezirde

Yeis çukuruna ramak kala kavuşamama hissinin verdiği sıkletle

Hamdüsenalar yağdırıyorum, dimağıma hubbu âlâyı tattıran Rabbe zerreler adedince

 

Fecir vaktinin güzelliği mi değmiş şavkı kamer yüzüne?

Kaç zamanlar silsilesini devirdin şu münzevi gönlümde

Ağaran tan yeriyle birlikte hasretin tütsülenirken içimde

Muhabbetin ılık yağmuru damlıyor çisil çisil serçe yüreğime

Ruhumun ince telleri titriyor, bir ney sesi gibi

Meşk ediyor gözlerim, yaşlar süzülüyor sessizce

Kalbimdeki cevherler bir bir dökülüyor har-ı sevdaya

Sükûtun en yalın hâliyle haykırıyorum, aşkın tefekküründe

 

Yıldızlar göz kırpıyor semada, her biri bir hatıra gibi

Kayıp zamanlar bir bir beliriyor, hüzünlü tebessümlerle

Şebnemler düşerken yapraklara, seninle doluyor gece

Bilinmez ufuklarda kaybolurken özlemin, huzur sarıyor beni

 

Hicran ateşiyle yanarken gönül, vuslat hayaliyle serinliyor

Aşkın narından hâsıl olan küller, ümitler yeşeriyor küllerinden

Bir bahar sabahı gibi taptaze başlıyor her yeni gün

Sonsuzluk deryasında buluşmak ümidiyle sarılıyorum kelimelere

 

Kelimeler kifayetsiz kalıyor, gönlümün derinliklerine inmeye

Lakin yine de yazıyorum, içimdeki kuşun çırpınışını duyurmak için

Her dize, her mısra sana açılan bir kapı, bir pencere

Umutla bekliyorum, bir gün o kapıdan girmeni, o pencereden bakmanı

 

Her gece umutla bekledim pencereden bakmanı

İlham oldu bana gözlerin, güzelliğin

Çıkamıyorum bu bataklıktan, âşık oldum sana

Bir serçe gibi çırpındım yıllarca aşkımı duyurabilmek için

Yalvarıyorum Mevla’ya duy sesimi

Çaresiz bırakma beni kanadı kırılmış serçe gibi

Zaman geçtikçe senden uzaklaşıyorum, yürüyorum sonuma doğru

Hazan vakti geliyor, sonsuza kadar sürecek bu esaret

Yazıyorum, yazacağım zincirlerimden ayrılana kadar

 

Belki de benim kanat çırpışım da yazmaktır

Yazarak seni, senin hissettirdiklerini yeniden yaşamaktır

Yazarak ilk günlerimizi hatırlamak

Sonraları, sonları unutmak

 

Göğüm sensin

Kanatlarım kalemim

Sana ulaşmak en büyük emelim

Yazarak sana yükselmek tek ümidim

 

Yâr deyince kalemi elden düşürenler

Yâr gidince çöllere düşenler

Kavuşmak için dağı delenler

Seni görseler, bilseler seni

Sevdana düşseler

Bir daha uyuyamaz delirirler

 

NOT: BU ŞİİR KOR DERGİ YAZARLARI TARAFINDAN ORTAKLAŞA YAZILMIŞTIR.

KATILIMCILAR:

Merve YILMAZ

Şükran ATAY

Melih DİŞBUDAK

Sidar MİRAN

Hanife ŞİŞMAN

Zeynep GÜRLE

Mustafa ERDURMUŞ

Kübra AKAKÇE

Funda İŞSİZ

 

FİKİR - EDEBİYAT - KÜLTÜR - SANAT "EDEBİYATA KOR DÜŞTÜ."
YORUMLAR

  1. Funda IŞSİZ dedi ki:

    Hepimizin kalemine sağlık, aynı göğün farklı tellerde öten kuşları gibiyiz ama bir ahmak yakalamışız