İNCİR KÜMESİ
Tütün dumanıyla karışmış dudaklarımda
Kapalı bir kuşun sesi gibi öter geceler.
Bir bulutun ardından bakar yüzüm yıldızlara,
Dalgalar taşır gözlerimi, sessizce gelirler.
Uzaklarda kıyıları, beyaz ufukları var;
Denizlerin sonunda masmavi bir köy…
Bir yanımda gülümsediğin bir çocukluk geçer,
Bir yanımda kara bir kuğunun süt beyazı ölüsü.
Nereye gitsem sığmaz ayaklarım toprağa.
Sesin var içimde, büyürüm, genişlerim.
Uyu, uyu uyu! Tuttur bu gece uykuyu!
Bir çocuk ölür, bir kuş düşer göğsüme.
Bakma öyle gözlerimle, bir şeyler olur belki,
Bir kuşun arkasından bakarken ölürsünüz ya?
Sararmış yaprakları düşer kırılgan dallardan,
Bir yıldız düşer mi yağmurlu bir akşamüstü.
Yazmamıştım adını duvarlara daha,
Anlamsız tütün dumanları çökerken üstüme.
Rüyamda sürdüm seni, rüzgârlı yollardan,
Dinmeden yağan bir yağmurun ardından…
Bir gümüş balığın mavi gözleriydi aşkın,
Bir çocuk ağlar gibi, uzaklarda bir kente.
Şimdi bütün rüyalar, bütün şiirler bende,
Sessizce düşerim sokaklarda yürüyenlere.
Kayalıklar, martılar, deniz fenerleri var;
Kıyıların sonunda bir beyaz köy…
İncir ağaçları altında sevişmiştik seninle;
Suların dibinde, kırgın, mavi, serin.