Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 15°C
Açık
Afyon
15°C
Açık
Per 19°C
Cum 20°C
Cts 19°C
Paz 19°C

FERYAD!

FERYAD!
24 Ekim 2025 12:26 | Son Güncellenme: 25 Ekim 2025 21:53
174
A+
A-

Tebessümlerin avucuna atılan bombalar!

Ve bir annenin feryadı.

Gazze’de bir anne…

Kanatıyor kulak zarını vicdanların!

 

Alnında parlayan

Zırhtan imanıyla,

Göğe işte bu figan dokunuyor:

 

— Yavrum! —

 

Dokunuyor nakış nakış!

Örüyor tohumlarını geceye.

Binlerce gök kabarıyor!

Binlerce hesaplaşmaktan yapılı”Nasıl?” sorusu…

 

Kadınların ölüm sevişlerinde

Bizlerin yüzüne çarpılıp

Semaya yükseliyor!

 

Bu çığlık;

İliklerimi şakağımdan akıtan bir cürüm!

İskeletimi eriten mahcubiyete…

Ve gözlerimin rahminden güneşe varan:

 

Çığlık!

Çığlık!

Çığlık!

 

Halkları dağlayan…

Bezzazları,yabanları

Koynumda beslemek…

Çığlık!

 

Küller…

Küller ki çığlığın alevinden savrulur göğe!

Yamaçlarımdan savuran göğü indirerek

Benden arda kalanları anlatır bana.

 

Küller ki

Akıp gidiyor…

Zamanın zamandan soyunduğu,

Ebediyete büründüğü yer:

 

Gazze’ye!

Cennetin başkenti!

Filistin ülkesi…

Vicdanlardan!

 

Bu ülkede âdettir:

Uçsuz bucaksız bir göğüs ile karşılamak her hüznü!

Bu ülkede kaç adettir

Filizlenmeyen bedenleri?

Bebeklerin,kuşların, sevinçlerin…

Kucaklaşamadan yeryüzüyle…

Oluş kundağında,

“İnsan hakları”yla hançerlenen

İnsancasına yaşamak umudu…

 

Umudun ufkunu giyerek,

Sırtlayarak dağlarını,

Yüreğimi bir an olsun

Yetim gülüşleriyle

Cennette yürütmek isterdim!

 

Tutuşarak ses tellerim…

Hırçınlığın ve çığlığın rahminde!

Tutmanın bin kırbaç yüküyle

Yanmak istiyorum!

Dumansız tevekkülle…

Filistinli bir anneyle el ele,

Kor olan mabedlerinde

Ümidin!

 

Fakat…

İçime gömülmüştür Yahudilik muskası!

 

Yahudilik,

Bir tohum ile ağarırken gazeteler omzunda

Bağrıma,

“İnsan hakları”dürülmüş zannederdim!

 

Oysaki…

Şimdi şah damarımda titreyen yüzüne bakamıyorum

Feryadına annenin!

Eti kokan vicdanımla!

 

Yakmam gerek insanlık kisvesiyle!

Ve kıyısı Gazze kokulu denize atmam gerek

Tabutunu Yahudi erkekliğimin!

 

Sıkılmış yumruklarla…

Ürkütülen barutun,çeliğin, kusmuğun

Kıyısına vurulmuş

Erkekliğimin çıplaklığına ermem gerek!

 

Birileri yakıyor muskalarını Akdeniz’de!

Birileri yıkıyor Yahudalığını!

İşte o erlerden cesaret bularak…

Deniz kırk batman yükü sırtlıyor!

Dalgalarıyla şahit olarak

Davasına Kudüs’ün!

 

Zemheri bir öpüş…

Gökten omzuna bahşedilen!

Alnına yazılan yazgı…

Âdeta bir üniforma giyiyor

İnsanlık namına Sumud!

 

Benim ve Sumud’un ortak noktası: Üniforma!

Yani; savaş ve umut demekti

Ben ve o…

Savaş ve umut!

Tıpkı ateş ve barut gibi…

Yan yana olmayınca

Yanamayan tamamlanmaklığa!

 

Bu ülkenin kuru ekmeği kadar

Üniforması da aitliği taşıyor…

Aksanın ateşi ile dağlanmış hamurunda.

 

Üniformamın rahmi göğe doğru kirleniyor!

Fakat denizde inzal olunan Sumud siliyor lekelerimi…

Kaybolmanın sahipsiz karanlığında.

 

İnsanın kıyısında insanlık!

İnsan kıyısında tutuşmanın!

Yelkenler yüzleşiyor,dirilmek için geceye…

Coşarlığa koşarak denizin mavisinde!

 

Sumud sahile eremedi…

Fakat,şimdi bir kuş uçuyor barışın sahilinde!

Bir kuş; yamaç yamaç aşıyor…

Yüz yıllardır tebessümlerin avucuna ermek isteyen,

Anne gülüşlerinin visaline gül diktiği

Bu ülkenin…

Aksanın…

Oluş kubbesinde!

 

Bir gün herkes gibi

Herkesliği bırakmadığını…

Birliği birlediğini…

Anneler,

Mahzenden feryatlar,

Kan yutkunan geceyi aşarak

Zamanın müberra kuşlarına

Ölümü emrederek…

 

Muskalara tutsak,

Cesareti, çevikliği, ter dökmesi paslanan,

Öpüşmeyi unutan bizlere…

Kuşlarla…

Özgürlükle…

“Yavrum!” feryadı…

Günümün insanına.

 

 

Satırdan sâdıra, varmaktır niyetim... Nazmım tekkemden hakka varan bir meşk, Veznim bir sadâ, ezelden ebede meyyâl              
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.