Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 9°C
Açık
Afyon
9°C
Açık
Pts 9°C
Sal 7°C
Çar 7°C
Per 9°C

KAVUŞMALAR VE VEDALAR

KAVUŞMALAR VE VEDALAR
10 Aralık 2024 16:34 | Son Güncellenme: 11 Aralık 2024 14:26
112
A+
A-

Bir gemideyim bu akşam. Deniz sakin, ama gemi hafifçe sallanıyor. Dalgaların usulca gövdeye çarpışı, geminin içindeki derin sessizlikle birleşiyor. Karşılıklı oturduğumuz koltuklarda herkesten gözlerimi kaçırıyorum. İnsanların yüzlerine bakmaktan çekiniyorum; ya içimdeki hüznü fark ederlerse? Yüzüme istemsizce bir ciddiyet oturuyor. Göz göze gelirsem ya onların gözlerindeki hüznü hissedersem? Bu düşünceyle boğuşurken kulaklıklarıma uzanıyorum, ellerim hafifçe titreyerek. Taktığımda sadece bir şey söylemek istiyorum: “Konuşmak istemiyorum.” Ama bu, aynı zamanda dış dünyanın seslerini susturmak için. Kulağımda yankılanan bir melodi, dalgaların ezgisine karışıyor.

Gözlerim camdan dışarı kayıyor. İstanbul’un akşamı… Şehir ışıkları, karanlık suyun üzerinde kırılmış yıldızlar gibi titreşiyor. Uzaklarda, bir martı süzülerek geçiyor; belki bir vapuru takip ediyor. Şehir susmuyor; bu mesafeden sessizlikle doluyor gibi. Sokakların, iskelelerin yankısını yalnızca hayal edebiliyorum.

Bir düşünce sarıyor zihnimi. Bu kadar insan ne sebeple bindi bu gemiye? Yolculukları nereye varacak? Yüzlerine bakmadan bile hissedebiliyorum: Hepimiz aynı geminin insanlarıyız, ama farklı limanların yolcularıyız. Benim yolculuğum kavuşmayla bitecek; iskelede bekleyenim var. Bu kesinliği bilmek bile içimde bir sıcaklık yayıyor. Ya diğerleri? Onların bekleyeni var mı? Yoksa bu yolculuk bir ayrılığın başlangıcı mı? İnsan, bekleyeninin olduğunu bildiğinde tüm yorgunluğunu unutur, tüm dertlerini geride bırakır.

Sonra başka bir gemi geliyor aklıma: veda gemisi. O gemide bekleyen olmaz. Varacağın liman, yalnızca yeni yolların başlangıcıdır. Cam kenarında oturan biri olarak kendimi hayal ediyorum: önümde belirsiz bir ufuk, elimde geride bıraktığım hayata dair birkaç kalıntı… Veda gemisinin sesi bile farklı gelir insana. Daha ağır, daha içe işleyen bir melodiyle doludur. Düşünüyorum bazen: Veda gemisi yola çıkmasaydı, kavuşma gemisi olabilir miydi hiç?

Dalgaların şarkısı kulağımdaki melodiyi sarıyor. Gözlerimde saklamaya çalıştığım bir hüzün var; ama saklayabildiğimden emin değilim. Kafamın içinde yankılanan düşünceler, gemideki yabancıların sessiz mırıltılarına karışıyor. Camdaki yansımama takılıyor gözlerim: İstanbul’un ışıklarıyla boyanmış, dalgalardan gelen bir yansıma… O yüz, yalnızca bana ait değil. O yüz, geçmişime, geleceğime ve içimde taşıdığım tüm hikayelere dokunuyor.

Yıldız Teknik Üniversitesi'nde kimya eğitimi aldım ve bilimle iç içe bir yolculuğa başladım. Öğrenmeye ve yeni bilgiler keşfetmeye olan ilgim hiç azalmadı. Kitaplar ve yazılar benim için hem bir kaçış hem de yenilenme alanı oldu. Ne zaman düşüncelerim durulsa, yazmaya yönelir ve kendimi bulurum.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.