Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 17°C
Çok Bulutlu
Afyon
17°C
Çok Bulutlu
Pts 16°C
Sal 17°C
Çar 19°C
Per 18°C

SESSİZLİK KAN BULAŞTIRIR

SESSİZLİK KAN BULAŞTIRIR
30 Temmuz 2025 13:52
217
A+
A-

İnişli çıkışlı dünyanın inişli çıkışlı olaylarıyla yaşamaktayız. Her seferinde duyulan olayların etkisine girip kısa sürede eski hâlimize dönüveriyoruz. Bu da gösteriyor ki toplumsal olarak rehavete kapılmışız.

En baş derdimiz ve iç acımız olan Gazze hâlâ zulüm altında. Diğer yandan ise yangınlar günden güne ormanlarımızı yok etmekte. Gündem haberleriyle yaşıyoruz fakat yaşam kalitemizde bir değişiklik ise pek yok gibi. Müslüman kimliğimizin bize verdiği alt başlıklardan uzak bir tutum içerisindeyiz. Bu da ümmet olarak bizi zayıflatmakta..

Peki, duyarsız kalarak çocukların ölüm feryatlarına kulak mı tıkayacağız? Acı içinde kıvranan ana yüreklerine hissiz mi kalacağız? Açlıktan ölüme terk edilen alçakça zulme daha ne kadar susacağız?

Hadi din kimliğimizi bir tarafa koyalım.

Ya insanlığımız ne durumda? Sesimiz bir mazlumu kurtarmıyorsa, kelimelerin ne anlamı var? Bağırmanın ne faydası var? Ekranlara çıkıp ayıplamanın ya da yazıp çizmenin ne manası var? Bir şey bizi hedefe götürmüyorsa, burada bir sıkıntı vardır.

Düşünebiliyor musunuz!

Bir toplum var: Çocukları, kadınları, yaşlıları, gençleri, masum halkı acımasızca bombalarla öldürülüyor. Evleri, yurtları, hastaneleri, okulları yok ediliyor. Akılları şaşkına çeviren taraf ise erzak yardımlarının engellenmesi..! Hayvanlar âleminde bile böylesine bir zalimlik göremezsiniz!

Siyonistlerin ve yandaşlarının bu zulmü bir film gibi dünyaya izletmesi, nasıl psikopat bir katil olduklarının ispatıdır. Zulümleriyle kanatlanıp uçmaları ise yok oluşlarına çok yaklaşmış olmalarının belgesidir.

Onlar zulümle ateşe doğru giderken:

Ey Müslüman kardeşim! Sen de onların gücünü artıran para kaynaklarına destek vererek, ateşi kendine çekme!

“Ne olacak, bir benimle mi kurtulacak?” deme!

Atalarımızın bir sözü var ya hani: “Damlaya damlaya göl olur.”

Biz de Müslüman olarak, insan olarak damlarsak eğer; o koca gölde zulmü ve yandaşlarını boğarız..!

Böyle bir gücümüzün olduğunu sakın unutma!

Zalimlik ne kadar şişerse şişsin, bir toplu iğnenin batmasına bakar. Ama o toplu iğneyi tutan el, bizim bütünlüğümüzdür.

Şimdiye kadar boykota ciddi ehemmiyet verebilseydik, zalimin nefes borusunu çoktan kesebilmiştik. Ama bir gafletin rüzgârında sağa sola savrulan yaprak gibi olduk. Bu acziyetimiz düşmana can yeleği oluyor. Unutmamak lazım ki düşman, bizim boşvermişliğimizden ve duyarsız davranışlarımızdan besleniyor.

Din kimliğimizle veya insanlık şahsiyetimizle, bilinçli olarak boykotun devamlılığını sürdürebilirsek; zulmü durdurduğumuza hep birlikte şahit olacağız.

Bu bir seçim değildir aslında; bu bir insanlık borcumuzdur..!

Bilmeliyiz ki biz sustukça ve yaptırıcı eylem gösteremedikçe, her zaman zulüm tokmağıyla mazlumun başına vurulacaktır.

Ve en acısı da bizim suskunluğumuz ve eylemsizliğimiz, kanlı senaryo zulmüne ortak olacaktır.

Evde koltukta otururken,

Araba sürerken,

İşe giderken,

Karşıdan karşıya geçerken,

Pencereden mahalleyi izlerken,

Tarlada mahsul toplarken,

Eğitim yaparken veya eğlenirken,

Bir kahvaltı sofrasında, bir yemek telaşında, bir deniz kenarında…

Ellerimize kan bulaşmış olacak..!

Çünkü “zulme susan, zulüm yapmış gibidir.”

Sevgi, saygı ve duada kalın…

 

 

 

 

Köşe yazarı.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.