HATİCE’M

O gün,
Adın ilk defa bahşolundu zamanın ötesinden.
Gözyaşlarımın has bahçesinde yetişen karanfillere sarılı
Avuçlarımdan melekler kanadı ile arşa varan
Süzülüp yeryüzüme
Kabul makamına erişti
Sen tüten dualarım.
Çiçeklerin kuruduğu çöller, bülbüllere bostan oldu.
O gün gülüşlerim gamzeme dek yeşerdi.
Kuşlar uçmaya,
Kelebekler ölmeye âşık oldu.
Sen geldin ve
Penceremde hiç eksik olmadı muhabbet yüklü güvercinler,
Ruhum sarılır senin bakışlarına
Çünkü bakışların aydınlatır sokaklarını yetim duygularımın.
Biliyor musun,
Gökyüzünün huzur saçan maviliği sen kadar berrak değil artık.
Bu günlerde;
Güneşin, çehrendeki sıcaklığı kıskandığını fısıldadı kulağıma göçebe turnalar.
Serçeler, sonbahar, meltemler ve nice mevsimler
Sana hayran,
Sana meftun,
Sana efsun…
Şimdi bakıyorum da cömertliğine gıpta ediyor
Yağmurlar ve kuşlar bile.
Çünkü;
Kurak bir kente Niller’i bağışlamak,
Kanadı kırık benliğime kanat ihsan etmek,
Bahşetmek bana kendimin ikincisini,
Ne büyük bir cömertlik
Ah ne büyük bir akik!
Avuçlarına erince vaktim
Mekân zamandan sıyrılıp çocuklaşıyor,
Gülüşünle yıldızlarım çiçek açıyor göklere,
Gülüşün ki imanımı tam ediyor cennette.
Saçlarını okşamak gecelerimi sabaha örer, aydınlatır.
Yükselirim sanki Sidretu’l-Müntehâ’ya
Saçlarından, kalbimizin Kudüs’üne
Miraç etmenin arşına vardığım an.
Ses tellerinden tesbih taneleri büyüttüm,
Muradıma ermenin şükrünü çekiyorum şimdi,
Sesini kalbim duydu kulağımdan evvel
Teslimiyetlerimi bile maksuda erdiren o gün.
O gün artık yankılanıyor güller üzerinden,
O gün varılacak her gündür görülmemiş neşelerime,
Kalbim, sen bulutları ile gelen yeni bir ülke oldu.
Gözünü dünyaya yeni açmış bir bebek gibi artık bakışlarım,
Sanki sen kalbimi öpmüşsün
Ve yaşamanın beşiğine koymuşsun.
Kirpiklerin bir kundak, anne rahmeti taşıyan içerisinde
Kirpiklerinden geceme okunan ninnileri duymayınca
Gece olmaz,
Gün batmaz,
Sonsuz bahara varılmaz.
Kaderime adın mıh diye kazındı
Kaderime bir düş ki HATİCE diye yazılan
Toprak altı umutlarıma can geldi mezarımda
İçeriden fethedilerek can kalem
Yeni bir medeniyet bahşedildi o gün.
Ben fakir idim
Perperişan iken,
Senle zengin oldum HATİCE’M.
Ne kadar medh ve sena etsem
Satır satır yazsam o günleri
Yetmez anlamaya seni,
Ermez manalar o günün idrakine,
Saatlerin kor olmasını her göz kırpışında…
Aşk, aşk, aşk!
Diye yanmadıkça
Bağrınızda tüten ocaklarınız
Kördüğüm olana dek Hatice’ye
O gününüz,
Çığırdığınız bozlaklarınız, türküleriniz;
Bu gönle,
Bu nasibe,
Erişilmez.
Varılamaz…