Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 15°C
Açık
Afyon
15°C
Açık
Per 19°C
Cum 20°C
Cts 19°C
Paz 19°C

SORGULAMANIN ÖTESİNDE: YÜCE ANLAMI ARAYIŞ

SORGULAMANIN ÖTESİNDE: YÜCE ANLAMI ARAYIŞ
27 Ekim 2025 16:17
94
A+
A-

Kısacık ömrümüzde, dünyevi telaşlar arasında boğulurken, içsel varlığımızın aslında hangi amaçla yaratıldığını sorgulamak, sarsılmaz bir sınav gibidir. Varoluşumuzun derinliklerinde yatan bu sorular yalnızca acı ve kederle değil, aynı zamanda yaratılışın yüce anlamıyla yüzleşmemizi gerektirir. İnsan, yaşamın fırtınalı sularında kaybolurken, aslında o yüce anlamın izlerini arar; ruhu dalgalı denizlerde savrulsa da bilge gönüller, her şeyin bir anlam içerdiğini idrak eder.

Sanat, insan ruhunun en gerçek aynasıdır. Schopenhauer’ın da belirttiği gibi estetik deneyim; kelimelerin yetersiz kaldığı anlarda acılarımızı, umutsuzluklarımızı ve yalnızlıklarımızı ifade etme gücüne sahiptir. Van Gogh’un “Yıldızlı Gece”si ile Munch’un “Çığlık”ı yaşamın getirdiği acıların ve çaresizliğin yanında içsel yüceliğin sessiz çığlıklarını gözler önüne serer. Bu benzersiz şifa dokunuşu, kelimenin ötesinde bir etki yaratarak ruhu sanki hafif bir aspirin etkisiyle rahatlatır; ifade edilemeyen duygular, sanatın sunduğu estetik deneyimle aydınlığa kavuşur.

Bir diğer yol ise asketizmdir. İnsanın maddi zevklerin yanıltıcı çekiciliğinden sıyrılarak, gerçek ve kalıcı manevi değerlere yönelmesi, Doğu kültürünün kadim mirasında kendine sağlam bir yer bulur. Kendini disipline eden, arzularını kontrol altında tutan birey, hayatın geçici sıkıntıları yerine hakiki maneviyata dair bir ışığı fark eder. Bu yol; ruhun gerçek yüceliğini kavrayabilmesinin ve evrenin gizemli yapısını idrak edebilmesinin en değerli yöntemlerinden biri olarak karşımıza çıkar.

Bu zorlu dünya, aslında her birimizi kendi kaderimizin kontrolünü ele almaya davet eder. Hayatın iniş çıkışlarına karşı eğer kişi iç dünyasına yönelip sabır ve iradenin rehberliğinde adım atarsa, zamanla ruhani bir direnç kazanır. Geçici zevklere kapılarak zamanın acımasız akışı içinde kaybolanlar, varoluşun derin anlamından uzaklaşırken, acı ve keder üzerine derinlemesine tefekkür edip, estetik duyularla ve asketizmin disiplinle harmanlandığı yaşam biçimine ulaşan kişi, varoluşunun esas anlamını yeniden yorumlar ve dünyada kalıcı olmasa da huzurun kapılarını aralamaya başlar.

Hayatın anlamını sorgulamak, bitmek bilmeyen bir içsel maceranın başlangıcıdır. Attığımız her adım, yeni sorular ve yeni düşünceler doğurur. Estetik deneyimin şifası ile asketizmin rehberliği, yaşamın tüm paradokslarına rağmen kendimizi aşabilmemiz için en güçlü araçlar arasında yer alır. Belki de varoluşun esas sırrı o derin sorgulamalarda; acılarımızın ötesinde saklı olan yüce anlamı bulma arayışımızdadır.

2009 yılında İstanbul/Fatih’te doğdum. Eğitimime lise son sınıf öğrencisi olarak devam ediyorum. Kitaplarla kurduğum bağ, değerli ağabeyim Abdülkadir Enes Köylüoğlu’nun rehberliğiyle başladı. Yazma tutkum ise Mehmet Akpınar Hocamın yönlendirmeleriyle filizlendi ve zamanla bir yaşam biçimine dönüştü. Genç yaşlardan itibaren çeşitli dergilerde şiirlerim ve yazılarım yayımlandı. Edebiyat, benim için sadece estetik bir ifade değil; aynı zamanda iç dünyamı yansıtan bir sığınak.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.