HÜZNE MÜPTELA OLAN MÜPTEZEL

Yine üstümün sıkıca örtülmesini istediğim o günlerden biri. Sadece üstüm değil aslında, tüm bedenim ve ruhum örtülsün istediğim bir gün bugün. Korkuyorum. Şimdi iyi olan hiçbir hisse inanamıyorum neredeyse. Kötü hislerime müptelayım sanki. Ve sanki bütün soyut bıçakları kendim bileyip zevkle kendime saplıyorum ve acının zevkli, fırtınalı ve keskin denizinde yüzerken o sığınmak istediğim örtü, acının sessiz ve keskin suları oluyor. Ah, ne acı. Bazen de hüzün yokken ki o korkunun verdiği endişe ile yaşamaya gayret ediyorum. Aslında var fakat bariz bir hüzün yok ya hani o işte beni korkutan. Hüznümolduğundaki o huzurlu hissimi ise tarif edemiyorum. Bedenim rahatlar, huzurla dolar. İnanır mısın aklımın tüm karmaşık zincirleri bir bir çözülür ve huzurla salınmaya başlar. Bilediğim soyut bıçaklar aynı anda baştan aşağı battığındaki acıdan sonra tüm acılarım bir anda huzura dönüşür. Keşke böyle olmasa değil mi, neşede de mutlulukta da kısaca aslında güzel olan tüm hislerde de bulsam huzuru. Fakat yok,gelmiyor. Hüznün ana kucağında huzurla otuyorum. Bacaklarımı boşlukta sallandırırken içim yine hüznün tatlı huzuruyla doluyor. İşte o an yine beni hüzün avutuyor, hüzün besliyor tüm eksiklerimi, şifa sıvısını akıtıyor her tarafıma. O sıvı ve hüznün sıcak eli her derdime deva oluyor, her sıkıntıma şifa. Bak, artıkçok huzurluyum çünkü hüzün denen o kocaman şifacı geldi ve beni iyileştirdi. Peki sağlıklı mıyım ha? Hüznümde şifa ve huzur bulmak ne kadar sağlıklı ki?