Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 19°C
Açık
Afyon
19°C
Açık
Cum 20°C
Cts 19°C
Paz 19°C
Pts 21°C

HAKİKATLE İLK GÖZ TEMASI V: YENİDEN BAŞLAMAK CESARETİ

HAKİKATLE İLK GÖZ TEMASI V: YENİDEN BAŞLAMAK CESARETİ
30 Ekim 2025 20:44
56
A+
A-

 

Hakikati görmek bir uyanıştı. Onun yankılarıyla yaşamak, bir dönüşüm. Işığın gölgesiyle yürümek, olgunluk; sessizlikte bilgelik ise bir içsel yerleşiklikti.
Peki ya sonra?
Sonrasında insanın önünde duran en zor ama en gerekli adım başlar: Yeniden başlamak.

Çünkü hakikati gördükten sonra, artık eski hayatı sürdüremeyiz. Eski düşünce biçimleri, ilişkiler, alışkanlıklar, hatta eski benlik — artık bize dar gelir. Ama yeniye geçiş de kolay değildir. Tıpkı bir yılanın derisini değiştirirken yaşadığı sancı gibi, biz de ruhumuzun katmanlarını yavaş yavaş soyarken acı duyarız. Bu noktada ihtiyaç duyduğumuz şey; cesarettir. Ama öyle dışa dönük, gösterişli bir cesaret değil… Sessiz, kararlı ve içten bir cesaret.

Yeniden başlamak; yıkılanın yasını tutarken, aynı zamanda inşa etmeye razı olmaktır. Bu bir çelişki gibi görünse de aslında hakikatin çift yönlü doğasının bir yansımasıdır. Çünkü hakikat hem bir şeyleri bitirir, hem de bir şeylere başlatır. Eski “ben”den kalan enkaz, yeni benliğin temel taşı haline gelir. Ancak bu geçiş, bilinçli bir irade ve sabır ister.

Bu noktada Viktor Frankl’ın düşüncesi canlanır zihnimizde. Auschwitz toplama kampında hayatta kalmayı başaran Frankl, şu cümleyi yazar:

> “İnsandan her şey alınabilir, bir şey hariç: kendi tavrını seçme özgürlüğü.”
İşte bu özgürlük, yeniden başlamanın ilk adımıdır. Hakikati gördükten sonra ne yapacağımıza biz karar veririz. Kurban mı olacağız, tanık mı? Yıkıntılar içinde kaybolacak mıyız, yoksa o yıkıntılardan bir anlam mı yaratacağız?

Yeniden başlamak aynı zamanda benliğin yeniden tanımıdır. Çünkü hakikatle temas, eski kimlik kalıplarını da kırar. Artık “Ben buyum” dediğimiz şeyin geçiciliğini, kırılganlığını ve sınırlılığını fark etmişizdir. Bu farkındalık, başlangıçta bir boşluk hissi yaratır. Kim olduğumuzu, neye inandığımızı, ne istediğimizi yeniden tanımlamak zorunda kalırız. Bu arayış, bir kriz değil; bir doğum sancısıdır.

Bu noktada “yeniden başlamak” bir hedef değil; bir niyet haline gelir. Yeni bir hayat kurmak, illa ki büyük değişiklikler, radikal kararlar gerektirmez. Bazen sadece bir düşünceyi bırakmak, bir yargıyı sorgulamak, bir duyguyu kabullenmek bile yeni bir başlangıçtır. Çünkü esas değişim içeride başlar. Ve içeride olan, er ya da geç dış dünyaya da yansır.

Şunu unutmamak gerekir:
Her hakikat arayışı, bir anlam yolculuğudur. Ve anlam, çoğu zaman geçmişin acısından, bugünün dürüstlüğünden ve geleceğe dair tevazudan doğar. Yeniden başlamak bu anlamın meyvesidir. Eski “ben”in külleri içinden doğan yeni bir benliktir.

Sonuç olarak:
Hakikatle göz göze gelmek, bir sona değil; bir başlangıca işarettir. O başlangıç, dışarıdan görünen bir değişim değil; içeride köklenen, sessiz ama sağlam bir devrimdir. Yeniden başlamak, eskiyi reddetmek değil; onu anlayıp ardında bırakmaktır. Cesaret ise, hakikatin yüküyle yürümeye devam etmektir.

Ve belki de en gerçek başlangıç, şudur:
“Ben kim olduğumu bilmiyorum, ama artık kim olmadığımı biliyorum.”
İşte bu bilinç, her hakikat yolculuğunun sonunda bizi yeniden kendimize getirir.
Daha sade, daha sahici, daha özgür bir kendimize.

Düşüncelerim göçebe, yazılarım onların yurdu...
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.