AY IŞIĞININ SUSTUKLARI
 
			Ay, gümüş bir yara gibi göğü yarıyor bu gece.
Sessizliğin kalbinde bir su sızısı,
Bir yıldız düşüyor ben düşüyorum ardından.
Rüzgârın elinde bir mendil var,
Üstünde senin kokun, bir veda kadar ıslak.
Gökyüzü, kırık aynalarla dolu bir deniz.
Her parçasında yüzün
Bir bakışınla bin kez yanıyorum,
Bir susuşunla yeniden doğuyorum,
Ama hiç tamamlanmıyor hikâyem.
Gecenin ortasında, bir keman ağlıyor,
Telinde eski bir fotoğrafın rengi.
Ben ellerimle zamanı tutuyorum
Parmak aralarından akıyor
Sensizliğin ince, sabırlı suyu.
Ay ışığı, alnıma bir mühür gibi düşüyor,
“Bekle” diyor sessizce,
“Her ayrılık biraz da dua eder.”
Ama ben dua etmeyi unuttum,
Sadece seni anımsıyorum,
Bir şiirin eksik mısrası gibi.
Yüreğimin içinde bir iskele var hâlâ,
Gemiler kalkmıyor oradan,
Hepsi senin adını taşır,
Hepsi aynı denize sürüklenir
Sessizliğin
Ve ay ışığının derinliğine.
Sabaha kadar sürecek bu beyaz hüzün,
Bir martı çığlığı gibi yarım kalacağım.
Ay, yüzünü örtmeden önce son kez bak,
Belki o an,
Sonsuzluk da ağlar.
 
					 
			 
			 
			 
			 
			 
			