Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 20°C
Açık
Afyon
20°C
Açık
Çar 23°C
Per 27°C
Cum 28°C
Cts 27°C

ZERDEÇAL

ZERDEÇAL
17 Nisan 2025 17:16
120
A+
A-

Sakın bir daha verme boynunu nefesimin önüne.

Sakın sanma düşerim, boynun olmasa tenini.

Sakın ellerindeki renkleri anlatma bana,

Ve sakın, yollarındaki çiçeklerden söz etme.

Sonra, kelebeklere yön veren bana

Ufuk çizgisinden bahsetme.

Uçma yetkisini ben veririm kanatlarıma.

Bahsetme sonsuzluktan,

Ve bahsetme gözlerinden.

Sakın bana gölgelerden söz etme.

Ben loşluğu halı gibi serdim düşün altına.

Bir testi gibi taşıdım seni içimde,

Ağzı mühürlü,

Suyu eski bir dağdan alınma.

Sakın diyorum,

Sakın…

Bir ağacın yaprağını bile hatırlatma bana.

Her yeşil, senden bir şey fısıldıyor hâlâ.

Ben rüzgâra mektuplar yazdım;

Zarfını açmadan kokunu duyuyorum.

Ve sakın

Bir şiirin ortasında gözlerini bırakma bana.

Çünkü ben, gözlerinle değil

Bir nar tanesinin iç sesiyle konuşuyorum artık.

Çünkü ben, gözlerinle değil

Gözlerindeki ela ile konuşuyorum artık

Bir sabahın ilk tozuyla karışmış,

Bir hurma çekirdeğinin yalnızlığı kadar eski.

Sakın bana gölgelerden söz etme.

Ben loşluğu halı gibi serdim düşün altına.

Bir testi gibi taşıdım seni içimde,

Ağzı mühürlü,

Suyu eski bir dağdan alınma.

Gözlerindeki elayla konuşuyorum artık

Zerdeçalın yorgun sarısı gibi.

Bir baharat pazarı kadar eski ve suskun.

Bir zamanlar ezanla uyanan,

Şimdi harfleri sıvaların altında kalmış,

Unutulmuş bir şehrin duvar sesiyle.

Ne çölden, ne çiçekten…

Tarçınla boyanmış bir duvar gibi;

Yıkılmış ama kokusunu hâlâ taşıyan.

Ve sustum, senin sesin yankılanmasın diye içimde.

Çünkü bazı suskunluklar, sözcüklerden daha gürültülüdür.

Ben artık konuşmam

Ama adını bir çömleğin kırık kenarında tutarım.

Ve sakın…

Bana bir gün dönerim deme.

Ben seni,

Dönülmeyen yolların tam ortasında sevdim.

Dilan Sinecem ‘Kelebek Çobanı’ ve ‘Buldum Bulamadım’ eserlerinin sahibi. Şair ve yazar.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.