YOKSULLUK İÇİMİZDE

Yazdığım hiçbir şey paklamayacak beni, biliyorum
Söylediklerim nefsimedir, onun için yazıyorum
Ne varsa aklıma gelen hepsini dizeceğim
Ne varsa gönlümden düşen üstünü çizeceğim
Yazdığım her şey bir hayata atıftır
Çizdiğim her şey bir kağıda lütuftur
Nerede o kutlu dava, nerede o büyük erler
Entelektüel kaygılar, gazeteler, dergiler…
Kütüphanelerin sessizliği dikkatten değildir, boş
İnsanların sessizliği rikkatten değil, hoş
Sayfalar simsiyah olur mürekkepler katran
Hakikat akar gider, cehaletin aralarından
Alem değildir bilgiye, muhtaçtır irfanına
Kalem yazmaz artık, asılmıştır darağacına
Düşmanım yok, kimse alınmasın üstüne
Öyle bir devir ki alim küskün tâlibe
Parmak uçlarında yürüyenler ruhsuzdur, sahtedir
Ve onların tebessümünden karıncalar incinir
İntizar asla değil, bu gönlümün fermanı
Ve her sevdaya düşman, alçaklara isyanı
Dünya bir yoldur bilin ben ahiret yolcusu
Buluşturur bizi her köşe ve bir camii avlusu
Şair olmuşsun diyecekler kabaracak mı göğsüm
Belki de boş vadide dolanıyordur gönlüm
Daraltan ne varsa şu göğsümü, kalbimden sızandır
Damla damla günahlar ve koyu bir katrandır
Ziyanı yok dostlarım, bırakın ben saf olayım
Ama her güneşin doğuşuna bilin, şaşıracağım
Bir yetimin gözlerinde göreceğim hüznü
Bin âleme yetecek onun bir tebessümü
Hangi mermi bakışlardan daha serttir, söyleyin
Hangi insan, mermisi taş olandan merttir
Benim için fezadan daha esrarlı bu sokaklar
Hangi hayatın yükünü taşır bilmem ki bu çocuklar
Hangi yılların geride bıraktığıyım ben
Ve hangi yarın geleceğimdir benim
Hangi keşkeler nedametimdir benim
Ve hangi iyiliklere gebeyim
Yaşlıların bakışları merhametten miydi bilemem
Belki acizlik oturmuştur pişmanlığın membaına
Genç dimağların heyecanı kimde vardır başka
Savrulur belki yüreği cesaretten aşka
Ölüm, cevabı verilmiş bir soru değil mi?
Görmek isteyen cevabını, aralasın perdeyi
İnanmak başarmanın yarısı mıdır sizce
İnanmak başarmanın ta kendisidir bizce
Basmakalıp düşünceler asılı zihnimizde
İndirir kullanırız keyfimiz, kanaatimizce
Ve korur suretlerimizi bir parça peçe
Ruhlarımız ise aleme olmuş meze
Dudak kıvrımların ne kadar gizli öyle mi?
Gözler söyler, dilin söylemediğini
Kalplerimiz taş olmuş gönüllerimiz kör
Acıdır tecrübeler, sen bedbahtlara sor
Bir elimizde espresso bir elimizde kitap
Storyler uçuşuyor halimiz bitap
Ellerimiz neye uzanır, kalplerimiz nerede
Sorarsanız söyleriz yoksulluk içimizde