SÖYLENEMEYENLER

Saat 9.43.
Adam tüm duygularını
Boş bir inşaattan bırakıp
Oturur banka.
Kadın mağrur bakışlı,
Adamın yanına ilişir.
Derin bir nefes alır adam.
Esen rüzgarla sevdiğinin kokusunu içine çekercesine…
“Neden hiç yazmadın?” der.
“Hep yazmak istedim ama yazmadım,”
“Sen neden yazmadın?”
“Ben de yazmak istedim ama korktum,” der adam.
Kadın neden korktuğunu sorar.
“Seni bulamamaktan.” der adam.
“Ben hep bıraktığın yerdeydim, dönüp bakmayı denemedin ki.”
Önlerinden bir vapur geçer.
Gürültüsüyle bir süre beklerler.
Adam sessizliğini bozar:
“Bazen beklemek de çağırmaktır sevdiğini.”
Kadın hislerini çoktan satılığa çıkarmıştır:
“Sen beklemekten başka ne yaptın ki?” der.
Adam yüzü asık,
Kalbi buz,
Kalkar ve uzaklaşır.
Kadın hâlâ dargın,
Ama mağrur,
Kalır.
Ağzına sağlık, çok güzel olmuş. Kadını fazlasıyla hissettim
Gün içindeki bir durumun, tek bir anın anlatıldığı ve genellikle hüzünlü olan bu durumları çok severim. Bu yazı da aynı şekilde yazıldığı için beğendim. Elinize sağlık.
Kaleminize sağlık Güler Hanım, satırlarınız insanı düşünmeye mecbur bırakıyor..