SOKAKLARIMA BAKMA
Yolun en ücra köşesinde bir çocukluğum vardı, şimdilerde adı büyümek olan. Belki de sokaklarıma kokun sinecek Lezya, parmaklarınla bir daha avuşturursun benliğimi… Kimse bilmesin sokaklarıma inen yüreğini. Küçüktün, bende küçülüyordum benliğinde. Şimdilerde yürümeye başlamış gibiyim sanki üç beş yol biliyorum. Bir sana çıkan yollar, iki kaybolan yollar, üç sensizliğe çıkan yollar Lezya.
Karmaşık duygularıma esir düşüyorum bilmediğim hücrelerde. Çocukluğuma ev sahipliği yapan senin masum bakışlarını yitirdiğim yerdeyim. Hani hep gülerdin ya gizliden, ah kim bilir nelere kadir tebbessümlerin.
Yenilsem karanlıkta gözlerindeki gökyüzüne sen bilmeden. Savaşımız neydi Lezya, kaybolmak değildi ıraklığa . Şimdi kimin gölgesine sığındın bir bilebilsem. Enkaz bu sokaklar gelmeyişinden beri, hüzün estiriyor rüzgarlar sensizliğe… Sus derdim ya sana konuş desem konuşur musun şimdi hayallerimizde…
Hala solmadı ardından o güller hani o hiç düşürmediğin dilinden, adını bile bilmediğin çiçeğini. Adını velh’ asıl sen koydun işte. Soğuk sokaklardan onun beyazlığından, hiç kar düşmemiş ellerinden olsa bu kardelen deyişlerin Lezya.