LEZYA‘NIN VEDASI

Sonlarına kaldım bir yerlerin…
Kendimden bir parça bulmak istedim, bulmaya çalıştıkça daha çok kayboldum.
Etrafıma baktıkça her yerin toprak olmamış insan vasıflarıyla dolu olduğuna şahitlik ettim.
Benim için ölmüştü insan kavramı, neydi insan?
Kimseler var mı?
Sesimi duyan var mı?
Lütfen duy sesimi buradayım.
Burada olmak istemiyorum duyurabiliyor muyum?
Bakakaldım…
Kimseler yokmuş, duymamışlar ?
Neydim, kimdim ben?
Koskoca bir ben, hiç olmamış gibi bir mezar.
Bir çiçek getirdiler mezarıma.
Oysa gidişimin temsiliymiş, toprakla büyüycekmiş.
Ben ne zaman büyüyebildim?
Ne zaman iyi oldum?
Ne zaman vardım Lezya?
Seni bu gün sonsuza denk yanlızlığa bırakıyorum.
Veda ediyorum kendimden, kabullenemediklerimden, sevemediklerimden, konuşamadıklarımdan…
İntihar kokuyorum.
Düşme peşime! Ben olmayacak kadar vefayla öldürüldüm.
Nefesim tabutta kalsın, ben kimseyi benliğimde hissedemiyorum.
Ben körüm, ben dilsizim, ben duyamıyorum, ben hissedemiyorum.
Ben yokum artık, kim olduğumu bilmiyorum .
Vedamla kal küçük Lezya…