KÖKLERİN ARDINDA
Dünya, unutulmuş bir bakışın yankısıdır.
Ânılar, yılların çatlaklarına sızarken
Her hatıra içimde bir yankı bırakır:
Kekremsi bir tat, damakta bir iz…
Ne de olsa iz bırakmak, yara aldıysan kolay.
Ki ben çocuk ;
Yaralarımı tuğlaya dönüştüren bir mimarım.
Kendi yalnızlığımı inşa ederken,
Her kırık dökük ânı yuvama harç ettim.
Şimdi eskimiş bir haritadan arıyorum
Kendime çıkan yolları.
Bilirim; k’öksüzlük bana bırakılmış bir miras,
İlk adımımdan beri rehberim,
Ana dilim…
Sen söyle çocuk;
Bende başlar da,
Yine bende mi biter bu yol?
Senden bir ses beklerken
Bir geçmişin gölgesinde oturuyorum,
Zaman, ânılarımın toprağında
Kök salmış bir ağaç gibi büyürken,
Her dalı, her yaprağı
Unutulmuş bir bakışın yankısı…
Duygunun en güzel hali yazdıklarımda.
Dedim ya çocuk;
K’öksüzlük benim ana dilim.
Ana kucağındayken öğrendim.
Şimdi bu yolun sonunda,
Kendi gölgemi bırakıyorum.
Bir rehber gibi uzun,
Ama hiçbir kalıba sığmayacak kadar asi.
Sen geçerken, fısıldayacak sana:
“En sağlam kökler, kendi toprağını bulanlarındır.”