KIRK YILLIK ÜMİT
Gezdim dört bir diyarı,
Dört bir diyarın kırık tarafı,
Acıyla içilen kahvenin,
Kırk yıllık hesabı.
Diyarda bir ben aradım benden,
Vazgeçeni de gördüm serden,
Ama kırkın yarısında,
Görmedim kırk yıllık acı çeken.
Diyeceksin aşın var,
Bir çatın bir de başın var,
Nankör müsün nedir zorun,
Alt tarafı kışın var.
Ey yoldan geçen hancı,
Bilir misin hikayenin sonunu başını,
Kırkın yarı yaşı,
Mimlemişse kırk yılın gelecek rüzgarını,
Ne diye nankör dersin üzersin,
Kırılmaya yüz tutmuş şu dalı?
Gezerim dört bir diyarı,
Dört bir diyarın kırık tarafı,
Solunan sabah nefesinin,
Umudundan yaralı.
Bana bir diyar ver hancı,
Bir çatısı bir de başı,
Lakin ümidinden olsun aşı,
Çoğu gitti azı kaldı diye diye,
Besleyen bir kadın olmasın anası.
Bana bir ana ver hancı,
Kursağımda bırakmasın,
Çoğu gitmiş azı kalmış ümit aşını.
Dilara Hanımın eline kalemine sağlık, insan ruhuna dokunan güzel bir şiir yazmış.
Çok teşekkür ederim
O kadar mükemmel tarif edilmiş ki gençliğin buruk yılları, bıraktığı acı… Gözlerim dolu dolu okudum. Kaleminize sağlık.
Şiiriniz, derin bir melankoliyle dokunmuş ve kişisel bir yolculuğun izlerini taşıyor. Gezilen dört bir diyarın, hayatta yaşanan tecrübelerin metaforu olduğu anlaşılıyor. Bu diyarların “kırık” tarafları, şairin hayatındaki zorlukları ve kaygıları simgeliyor. Şiir boyunca melankolik bir ton hâkim ve umut arayışını göz ardı etmeyen bir iç hesaplaşma var.
Şiirin dikkat çeken güçlü yönlerinden biri, “hancı” metaforu. Bu figür, hayat yolculuğundaki bir yol gösterici, dinleyici ya da bir tür vicdan gibi karşımıza çıkıyor. Şairin bu metafor üzerinden umudu ve yön bulma arzusunu dile getirmesi, okuyucuyu da kendi içsel sorgulamalarına davet ediyor. Özellikle “Bana bir diyar ver hancı” ve “Bana bir ana ver hancı” dizeleri, güçlü birer çağrı niteliği taşıyor. Umut, sevgi ve güven arayışı oldukça çarpıcı bir şekilde hissediliyor.
Ancak, şiirde yer yer duygu yoğunluğunun aşırı baskın olması, imgelerin ve metaforların anlamını biraz boğabiliyor. Örneğin, “Kırkın yarı yaşı, mimlemişse kırk yılın gelecek rüzgarını” gibi ifadeler, anlam açısından okuyucunun dikkatini toplamayı zorlaştırabiliyor. Bu tür dizelerde daha sade bir dil kullanımı, mesajın gücünü artırabilir.
Bununla birlikte, tekrarlayan ifadeler şiirin ritmini sağlamış ancak bazı yerlerde monotonlaşma riski yaratmış. “Dört bir diyarın kırık tarafı” ve “çoğu gitmiş azı kalmış” gibi imgeler sıkça tekrarlandığından, okuyucunun zihninde fazla oyalanıyor. Eğer bu tekrarlar yerine yeni metaforlar ya da duygu yoğunluğunu çeşitlendirecek farklı ifadeler eklenirse şiir daha akıcı olabilir.
Sonuç olarak, şiiriniz, bireysel bir yolculuğun derinliklerini ve umudu bulma çabasını etkileyici bir şekilde yansıtmış. Bazı bölümlerde sadeleşme ve imgelerin daha özgün bir şekilde kullanılmasına yönelmek, eseri daha güçlü ve etkili hale getirebilir. Şairin ruhundaki çatışmayı hissettirmek ve bunu okuyucuyla paylaşmak konusunda oldukça başarılı bir dil kullanılmış. Bu şiir, bir yolculuğun başlangıcı gibi görünüyor; belki de diğer dizelerde umut ışığı daha belirgin bir şekilde parlayacaktır.
Dediklerinizi dikkate alacağım ve gerçekten birçok anlatmak istediğim yerin farkına vermişsiniz. Teşekkür ederim