İTİKÂF

Bir kere değse şu yüzün düşüme,
Bin yerinden huzur bulur, ruhum çıkar cesedinden.
Bir kesiversen şu hicranının boynunu vuslat kılıcın ile.
Bin yeri mahmur olur ruhumun,
Her deyimine boynum kıldan inceyken.
Mazur göreceğin coşkun akan heyecanımdır.
Adımlarıma,
-ve dahi tüm hareket sahama hükmeden.
Heyecanım,
-teslim oluşudur varlığına her bir zerremin.
Kavuşmaya muradım,
Cihanı eşsizliği ile saran keremin.
Felaha koşmaktır zatından gelecek bir tebessüm,
En kırılgan anımda, uzatacağın eldir en kuvvetli gücüm.
Arzum, kulağımın sesin ile şenliği bulmasıdır.
Dilim lâl iken, karşında sözlerimin bülbül olmasıdır.
Çekip çıkaracağın yarım bir candır,
Yokluğunda, yokluğun içinde yok olan.
Var olmayı canında bilip, canını cevher sayan.
Yarım can, sensizliğinde kaybolandır.
Hangi cüretkâr kelime anlatmaya cesaret eder seni?
Haya ederken cümleler bir araya gelmeye.
Hangi fırça değdirmeye yeltenir tasvirini?
Bir damlanı resmedemezken tüm renkler bir araya gelse.
Derdini lütuf saydığım,
Ne vakittir adandığım, hülyasında yandığım.
Uçsuz bucaksız deryasına daldığım,
Ve nihayetinde,
İtikâfsın gönüllü kaldığım.