HİSSİZLİK ARZUSU

Sâfi etten müteşekkil,
Bir kız varmış bir kıyıda,
Diğerkamlığın tutunabildiği tek canlı,
Tuhaftır ki rüzgarda,
Ilık bir yakınlık bulabilmiş,
Andan mütevellit ağır akışında.
Nedendir bilinmezmiş,
Portresinin solgun renkleri,
Akan boyalar acaba hangi vakittir,
Boyamış tek tek denizleri,
Ve bilinmeyen onca geceyi,
Nedendir bilinmezmiş, yıldızların terk ettiği.
İşte o karanlıklardan birinde,
Hapsolmuş bu kız,
Üç şey çıkmış karşısına,
Bu gizemli ve görünmez hapishanenin,
müphem kapısında.
Karlardan beyaz güvercinmiş birisi,
Elmaslar dolusu bir kutuymuş ötekisi,
Ve öyle bir tanesi varmış ki,
Ne özgürlük gece hapishanesinden,
Ne de zenginlikmiş vaad ettiği.
Göğün bulutları kadar gri,
Ve acımasız sertliği,
Fakat safi kalpten kızın,
Bu imiş seçtiği.
Bir ayna ve solgun portre,
Hem seçtin hem gerek var mıydı,
Öykünmeye,
Düştüğünde acımayan dizine,
Sanır mısın ki acır haline,
Ondan bir parça olmak,
Değil midir kendine ihanet,
Ve ellerinde atan o minik yüreği,
Değil midir terk etmek.
Biliyorum, giryendir denizlerin müsebbibi,
Ve rüzgardan başka yoktur veren serinliği,
Lakin öykündüğün kayaya olan arzun,
Yetebilir mi silmeye kendini?
Hamisha sog salomat bo‘ling omad yor bo’lishini tilayman