GÖLGEDEKİ ANILAR ŞİŞESİ

Dipte yitip gitmişim,
Bir anı şişesi içinde,
Unutulmuş kalbim.
Anıların bir ışık huzmesi gibi
İçerde sessizce dans etmesi
Tek tesellidir, darmadağın ruhuma.
Bilinmeze giden bir gemi gibi pusulasız
Duman izi süren kayıp bir yolcu gibi
Yetim kalmış kalbim,
Zamanın aynasında saklanmış,
Bulunmak arzusundan uzak, ve tükenmiş.
Hapsolmak değildi bu,
sıkışmak hiç değil—
ama gölge olmak… evet,
şişenin içindeki gölgeye karışmak.
Zamanın derin sularında
bir gölge gibi sürüklendim.
Kimseye ulaşamayan yankılarla
denizin nefesini dinledim.
Sonra rıhtıma vardım,
ama ölümcül yaralar
bedenimi çoktan sarmıştı.
İçimde hem hasreti bitiren bir rıhtım vardı,
hem de dünyadan vazgeçmeyi kolaylaştıran bir uçurum.
Bu yaralar unutulmuşluğun iziydi,
ve rıhtım—vuslatın eşiği,
geç kalmış bir ferahlığın vaadiydi.
Ama kurbanın zamanı kalmamıştı artık,
ve deniz, adımı çoktan unutmuştu.