GECEYE VUSLAT

Sitarenin geceye vuslatı
Aydınlığın geçici serzenişi
Karanlığın ölüm sessizliği
Duaların sarmalayıcılığı
Dokunmak dünyaya,
Ondan renklere bulanmak
Kirlenmek her adımında
Yoğrulmak iznin alınmadan
Ve savaşmak ne için ve neden?
Kanıtlamak kendini; vasfı olmayan binlercesine
Kendini gerçekleştirmek isterken; yok olmak ruhların arasında.
Günden güne silikleşmek
Ve artık kabullenilen apartmanlar gibi
Onlarcası arasında fark edilmemek
Korkmak seçerken adımlarının bir sonrasını
Ve kalakalmak öylece yerinde
Tüm günleri diğerinden farksız kılıp
Neşesinden azalarak göz pınarlarını boyamak
Yitirmek umut kırıntılarını
Çoğalan yalnızlığın dilemmasında
Tutunmak yanlış ellere
Korkmak yarınlardan
Yarınlara varmadan bugüne duyulan özlemde kederlenmek yeniden
Bugünü yitirmeden güne ağıt yakmak neden?
Sana buraya korkular bırakıyorum
Lazım olursa onlardan kurtulursun
Buraya bir dava, bir kalp koydum
Lazım olursa varlığını hatırlarsın
Sana buraya gözyaşları bıraktım
Lazım olursa maziyi anarsın
Buraya hüzünlü kitaplar bıraktım
Lazım oldukça ağlarsın…
Sana buraya bir ben koydum
Kaybolduğunda unuttuğun yanına sarılırsın.
Belli mi olur! Sana güzel görünen hülyalı yollarda; uzun ve sonunu bilmediğin o karanlık yollarda, dünleri arar ve bir çay sıcaklığında anarsın maziyi…
Sana buraya unuttuğun güçlü yanını bıraktım
Lazım olursa onunla barışırsın
Ve hatırlarsın gülleri ve baharı sevdiğini
Yaprakları bir kitap arasında kurutup yeşerttiğini…
Sana buraya unutulmaz geceler bıraktım
Sabahına yeniden umutla tutunduğun günler
Yenilip yenilip yeniden savaştığın benler
Yenilene yenilene dünde bıraktığın senler…
Sana buraya şefkat ve tebessümler bıraktım
Lazım oldukça yeniden gülümsediğin dünleri, yarınlara kattığın acılardan arındırırsın…
Sana buraya bir acı koydum
Çoğalttığım yalnızlıklardan insanlığın dramını toplarsın
Buraya evin sessizliğini ve kimsesizliğini koydum.
Ama kim bilir birazdan kapımı çalar eller
Azar azar umutlanır içteki menekşeler
Sana buraya umutlar koydum;
Ve yarınlar, dünlere benzemeyen; yeşillenen, renkleriyle mest eden…