BUDALA BİR PERVANE
![BUDALA BİR PERVANE](https://www.kordergi.com/wp-content/uploads/2024/12/96E761C6-94A6-41CC-9512-09E4346AEF41-1024x585.png)
Her tarafta ışık vardı,
Bilhassa göklerde,
Binlerce yıldız serpilmişti geceye,
Bir inci tespihi gibi dizilmiş,
Parlaklıkta yarışırdı hepsi,
Ve her biri ayrı bir güzelliğin yansımasıydı.
Ama o
O gece kelebeği
Tek bir ışığa meftundu
Mumun titrek alevine…
Bu ışık uzaktan öyle parlak görünüyordu ki,
Pervane gözlerini ayıramadı.
Adeta mest olmuştu, göz kamaştıran bu ışığa
Bir sır saklı gibiydi bu alevin kalbinde,
Yakından bakmalı,
Bu parlaklığın künhüne varmalıydı.
Nice maksatlar için çırpınan o kanatlar,
Bu kez ışığın sevdasına vurulmuştu.
Bir ışık vardı, bir de budala bir pervane
Tek hatası o yalancı parıltıya kanmaktı.
Cazibesine kapılmış, kendini kaybetmişti.
Oysa alev narin bir tuzaktı,
Işığın perdesi ardında gizlenen bir düşman.
Alevin büyüsüne kapılan bu budala pervane,
Uzaktan hayranlıkla izlediği o ışığa
Yaklaşmak istedi pervasızca,
Ve kanatlarını çırparak düştü ihtişamın tuzağına,
O ateşin sıcak nefesi,
Binbir çileyle kazandığı kanatlarını yakıp kül etti.
Bahşedilen o zarif meziyet,
Bir anlık aldanışa heba oldu.
Artık uçmak bir hayal,
Göz kamaştıran alevler arasında yitip giden bir rüya…
Oysa o muhteşem kanatlar,
Hakikatin yolunda çırpınmalıydı,
Hakk’a varan ışığın peşinde yanmalıydı.
Pervane, mumun alevini,
Hakikatin aynasında beliren bir ışık bildi,
Halbuki o, çarpık bir yankıydı yalnızca,
Asıl gerçeğin titrek gölgesiydi.