Zamanın solgun yaprakları arasında Üsküdar’dayım.
Dünyanın kalbinde, İstanbul sınırı içinde bahtiyarım.
Haremden kalkan gemiler Kız Kulesinden sessizce geçer.
Bir seyehat ömrümden geçiyor, kimi solar kimi açar gider.
Dalgaların alkış sesleri eşliğinde bir yudum hayat, bir çay.
Kaç gece daha geçer sence, bu ömür de kaçıncı ay?
Ufkun derinliğinde gözlerim, bakışlarımda yansıyan hangi ay?
Hüzün denizinde kürek çekiyorum, aşkın kayıp, yani bize pay.
Ey İstanbul sende ne aşıklar var kimi yerde kimi gökte.
Peygamber miracinda sual edildin nikahın kıyıldı Fatih’e.
Yandı alem, yakıldı alem; her sokağına, her semtine, yedi tepene.
Sonunda düştün bir avuçların, didelerin eşliğinde yüreğime.
İlgili