Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 21°C
Çok Bulutlu
Afyon
21°C
Çok Bulutlu
Çar 23°C
Per 20°C
Cum 14°C
Cts 14°C

TANIŞMA

TANIŞMA
25 Şubat 2025 18:56
76
A+
A-

Telefonuna gelen resme son defa bakıp kapattı. Gülümsedi hafifçe. Yanına bir kadın yaklaştı. Oturmadan “nasılsın aşkım?” dedi o nerede duysa dönüp bakacağı ses.
Adam yanına dokunup oturmasını işaret etti hiçbir şey demeden. Kadın arkalarındaki binaya tereddütle bakıp adamın yanına oturdu. Deniz dalgalı, hava esintiliydi. Gömlekle olmasına rağmen buram buram yanıyordu adamın derisi.
“Şu kuşun adını biliyor musun?” diye sordu adam. Kadın ona bekleyiş dolu gözlerle bakarken.
Kadın adamın eliyle işaret ettiği yere baktı. Deniz üstünde yüzen bir kuş…“ Hayır hayatım, güvercin mi?” Diye sordu kadın.
Kafasını iki yana sallayarak “hayır” dedi adam tebessüm ederek devam etti. “Annemden öğrenmiştim “karabatak”.
“Eee? Ne olmuş ona?”
“Hiç, annem küçükken karabatak derdi bazen bana. Çok yaramazmışım.” dedi ve kadının bir şey demesine izin vermeden devam etti.
“Annem hep garip bir kadındı. Çok içten sarılır, çok içten severdi. Fakat bazen o da dayanamazdı hayata. Hiç tanımıyormuşum gibi hissederdim bazen. Kızardı. Kızdığından daha çok severdi. Burnunun dikine giden biri oldum kendimi bildim bileli. Zarar mı göreceğim, olsun. Atlardım o herkesin uçurum dediği minik tepecikten… İşte bu deli yönümü sevmezdi annem hiç. Çok kavga ettik bu sebepten ötürü. Bir gün, yine böyle hararetli bir tartışmanın ortasındaydık. Daha fazla dayanamadım. Çok sinirlenince etrafa zarar vermeden evden kaçar, her seferinde evden daha da uzaklara giderdim. Bu artık çözülemeyecek düğümleri₺ kesip atmak gibiydi benim için.
“Hiç şaşırmadım..” dedi kadın gülerek.
Adam hiç oralı olmadan devam etti. Bu sırada telefonunu çıkarıp resmi açıyordu.
“Çünkü bazen geri alınmayacak sözler tutulmalı dudakların arasından kayıp gitmeden. Bazen yapılmaması gereken şeyler var ya hani…Yapılmamalı işte… Bu hayatta her şeyi deneyimlememeli insan… Bu yüzden o günde, apar topar hazırlanıp çıktım evden. Kapıyı sertçe kapatmadan önce annemin son sözlerini de duydum tabi. “Allah belanı versin.”
Telefonundaki resmi açmıştı… Oturdukları bankın tam arkasındaki otelde, yanındaki kadının onu aldatırken çekilmiş fotoğrafı…
Ayağa kalkmıştı adam. Son kez denizdeki yüzen kuşu izledi. Sonra dönüp arkasındaki otel binasına bakarken;
“İşte, şimdi hatırladım. Biliyor musun? O gece tanışmıştık biz seninle. “
Ve telefonu kızın avuçlarına bırakıp yürümeye başladı adam. Eve dönecekti. İnsan, aptal olduğunu fark edince eve döner hep. Annesinin yanına gitmek, özür dilemek istiyormuşçasına yürüdü, evden çıkarken ki gecenin karanlığında…

ETİKETLER: , ,
Bu hayattaki amacım, yazdıklarımı birileri şans eseri okursa, koyduğum her noktanın ardından gülümsemeleri, ağlamaları, öfkeleri ve nefretlerinin yüzlerinden okunmasıdır. Nasıl daha iyi yazılır bilmiyorum. Çok iyi yazdığım da söylenemez. Ama yazıyorum işte. Benim elimden, benim için bu geliyor. Fikirlerimi, hislerimi kalem ve kağıtla gösteriyorum. Kimileri bağırarak gösteriyor bu dünyada yerini, ben sessiz kalem dokunuşları ile anlatıyorum. Henüz hayatın okulunda bile acemi bir gencim. Öyle süslü, şatafatlı bir hayatım ve hayalim yok. Kendime tek armağan istiyorum bu hayattan, o da sadece huzur. Bu sebeple buradayım. Yazmanın ruhumda yarattığı huzur sayesinde. Mutlu oldum. Gidip yazdım. Arkadaşım öldü. Gelip yazdım. Nefret ettim yazdım, kalbim kırıldı yazdım. Sevdim yazdım. Sevildim yazdım. Hayatımı yaşadım…Ve ardından yazdım. Derler ki, insanlar bu hayatta var olduklarına biri şahit olsun diye evlenirmiş. Sırf birileri yaşadığına tanık olsun diye… Bende bu yükü birine vermek istemedim. Kalem ve kağıt bana darılmaz umarım. Teşekkürler. “Dünyanın en zor şeyi, yeni bir dünya yaratmaktır. Çünkü kalemin ile oluşturduğun dünyanın, tanrısı sen olursun.” -Ahmet Bayram Topcu-
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.