Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 20°C
Açık
Afyon
20°C
Açık
Çar 23°C
Per 27°C
Cum 28°C
Cts 27°C

SANRI I

SANRI I
1 Nisan 2025 15:27
201
A+
A-

Gökyüzüne baktı. Hiç olmadığı kadar zarif ve sıcak bir şekilde kucaklayıp, gözlerinin kamaşmasına nazikçe müsaade etti güneş. Elini cebine atıp tabakasından tütününü çıkarıp sarmaya başladı tebessüm ile. Karşısına çıkan ilk banka oturuverdi. Tapulu malıymış gibi öyle sahiplenerek. Gelen geçene eksik etmedi yüzünde ki gülümsemeyi, kuşları başıyla selamladı. Köpeklerin ve kedilerin tüylerini okşadı birer birer. Oturduğu bankın kenarında biten otları dahi sevmekten alamadı kendini. İçinde bayram sabahına uyanacak bir çocuğun heyecanı ve sevinci vardı. Başucunda bayramlıkları duran…
Hangi şarkıyı mırıldanacağını bilemeden, her telden bir ezgi tutturdu. Bir kahraman gibi hissediyordu kendini. Dünyayı kurtaran kahraman. Suçsuzluğu ispatlanmıştı nihayetinde. Artık saat başı ilaçlar almayacak, her gün aynı saatte tepesinde sorgulayan gözlerle mahkûmiyetini hatırlatan koca koca adamlar bulunmayacaktı. Bunu hatırlayınca yüzüne küçük bir hüzün düştü hemen kafasını sallayıp, omuzlarını silkip unutturdu yüzüne o anları…
Yeniden kondurdu gülüşünü. Onca zaman kafasında hesap ettiği planları gerçekleştirme vakti gelmişti. Önce annesine gidecekti, ellerini öpüp başına koyacaktı, sonra başını annesinin omzuna. Uzun uzun koklayacaktı. Muhtemelen hâlâ tandır kokuyordur elleri. Uzun uzun anlatacaktı suçsuzluğunu. “Kader kurbanı” yaftasını kendine layık bulmayışını… Neden bulsun ki? Neden kader kurbanı olsun. Bir günahı yoktu. Yanlış anlaşılma, iftira… Ne ise yaşadığının sebebi bulamamıştı onca zaman. Önemsemedi. Artık özgürdü. Artık olabildiğince geniş açabilirdi kanatlarını. Gökyüzünün uçsuz bucaksız yerlerine uçabilirdi. Her limanda soluklanmak için atabilirdi demirini. “Yeniden doğmak bu olsa gerek” dedi. Sahi yeniden doğmuştu değil mi? Prangalarını söküp atması insanın yeniden doğuşu değil de nedir?

Sorularını bırakıp planlarını keyifle sıralamaya devam etti. Cennet kokulu annesinin leziz yemeklerini yedikten sonra kirlerinden arınmak için banyonun yolunu tutacaktı. İstediği sürede, istediği sıcaklıktaki su ile temizlenmeyeli ne kadar uzun zaman olmuştu. Hele sırtını güvenle dayayacağı yatağı, burnunun sızlamasına yeter de artardı bile. Sonra, sonra çıkıp terlikleri ile gezecekti mahallesini. Herkesle ayrım yapmadan konuşacaktı. Kavgalı oldukları da dahildi buna. Dünyanın kin tutamayacak kadar kısa olduğunu, kavgaların, nefretlerin insana zarar ziyandan başka hiçbir şey getirmediğini iliklerine kadar hissetmişti. Helallik isteyecekti herkesten, kendinin tüm haklarını aylar önce helal etmişti zaten hayatına değmiş, hayatlarına değdiği tüm insanlara. İçinde kötü niyetlerden bir damla dahi kalmamıştı. Arınmayı yaşamıştı adeta. Yeniden doğmuş gibi hissetmesi bundan da sebepti.

ETİKETLER: , , ,
Ruhlar toplanmış cemaatler gibidir.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.