YAŞAMANIN ANLAMSIZ ANLAMLARI

Hepimizin bu dünyaya gelmesinin bir amacı var. Bu amacı bulma peşinde harcıyoruz genelde ömrümüzü. Çok azımız buluyor ve amacını yerine getiriyor. Bu yolda yürürken yanımızdaki insanlar ve seçtiğimiz yollar çok büyük fark yaratıyor. Bir çoğumuzun hikâyesindeyse aile pek iyi roller oynamıyor. Hayatımızın sonuna kadar bizi hep çok sevecek olan yine ailemiz olsa da çoğu zaman sevgiyi yanlış anlayan, anlatan ve belki de yanlış gösteren aileler daha yaygın bulunuyor. Belki nesillerce öyle aktarılmıştır ancak bu ihtiyacımız olan sevginin karşılanmadığı, olduğumuz gibi kabul edilmediğimiz ve hatta hayatımızda bir destek hissetmediğimiz geçeklerini değiştirmiyor. Böylece toplumumuzda onlarca insan, genç, yetişkin hatta daha büyük yaşlar farketmeksizin herkesin içinde kabul görmediği için bastırdığı bir yanı, destek hissetmediği için adım atmaktan korkup hayatı boyunca yapmadığına pişman olacağı bir işi ve belki de son nefesinde hayal ettiği hayatın çok uzağında bir hayat yaşadığı için kendine sonsuz bir öfke duyması gayet doğal oluyor. İstisnalar var elbette aileden yana şanslı olanlar ya da hayat yolunda tüm benliğiyle kabul edildiği ve desteklendiği yeri bulabilenler… Ama tüm bunların çok geç olmadan anlaşılması; son nefesteki pişmanlığa bırakmamak, hayata gelme amacımıza odaklanmak ve kendi desteğimizi kendi içimizden bulabilmek çok değerli. Tüm bunları düşünüp yaşadığım farkındalık sonunda anladım ki benim de yazmak için hiçbir teşviğim, desteğim yoktu. Hatta yazdığımı buradaki yazılarımdan sonra öğrendi hayatımdaki insanların çoğu. Ailem dahil. Ben birinden destek bekleseydim otuzlu kırklı yaşlarımda belki bulurdum o desteği ve o zamanda yaşımdan geçti artık olmaz diye düşünür yapmazdım muhtemelen. Hepimizin içinde yapması gereken işler için, hayattaki amacı için fazlasıyla tutku var aslında. Fark etmek ve küçük bir anlık cesaret gerekli. Şimdi bir düşünün. Çevrenizdeki insanların ne düşüneceğini, ne söyleyeceğini düşünmeseydiniz ne yapardınız? Kendinizi en çok nerede hayal ediyorsunuz? Ve en çok ne yaparken kendinizi hissedebiliyorsunuz? Gerçekten içinizden geldiği gibi ve kalbinize yakışır olduğunuzu ne zaman hissediyorsunuz? Bunları düşünüp verdiğiniz cevaplara göre bence hayatınızı bir daha gözden geçirin. Çünkü ölüm zamansız. İlerisi dediğiniz yerde var mısınız, bilemezsiniz. Son nefeste gözünüzden geçen film şeridine pişmanlıkla değil de tatlı bir tebessümle bakmak istiyorsanız gönlünüze yaraşır bir hayat için her şeyi yapmaya değer.