Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 28°C
Hafif Yağmurlu
Afyon
28°C
Hafif Yağmurlu
Pts 27°C
Sal 26°C
Çar 27°C
Per 29°C

SEVGİ VE İSTENÇ

SEVGİ VE İSTENÇ
3 Haziran 2024 01:08
149
A+
A-

İnsanoğlunun dünyaya gönderilmesine sebep olan şey bir eylemi gerçekleştirmesiydi. Bu eylem her ne kadar yasak olsa da isteği karşısında bir engel teşkil edemedi. Ve sonuç olarak Yaradan kendi ruhundan üfleyerek yeni rolünü ifa etmesi için dünya sahnesine gönderdi insanı. Yeni senaryosundaki ilk görevi ise sevmekti, sevgiyi bulmaktı. Sahip olduğu ruh ona bunu yapması için gerekli enerjiyi verecekti.

Her şeyin bu şekilde başladığına inandığımız bu hikâyede insanoğlunun ruhunun derinliklerinde yatan iki duygu ile karşılaşırız: “Sevgi ve İstenç”. Bu iki duygu insanı yoktan var etmiş ve vardan da yok edecektir. Adına yaşam denilen bu serüvende, insan bir şeylerin olmasını isteyerek yarınlara kucak açmış ve bir şeyleri severek yaşadığı zamana anlam katmıştır.

İstenç, insanın diri kalmasını sağlayan, insana ne için yaşadığını hatırlatan ve onun bir hedef ve gaye uğrunda ayakta kalmasını sağlayan içsel bir güçtür. Gecenin bir yarısında eline kağıt ve kalem alarak arzusunu gerçekleştirmesi, sabah sıcak yatağından kalkıp işe gitmesi, zorluklar karşısında yılmaması onun varmak istediği nokta için yaşadığını gösteren kanıtlardır. Nihayetinde insan hayaller kuran ve hayallerine erişmek isteyen bir canlıdır. Peki ne için yaşadığını bilen insan, ne ile yaşadığını bilir mi? Tolstoy bundan 140 sene evvel cevaplamıştır bu soruyu “İnsan Ne İle Yaşar?” kitabı ile.

Dünyaya gönderildiğinde ilk insan; kendi cinsinden, etinden ve kemiğinden bir canlı aramıştır. Şüphesiz, bu arayışa sebep olan şey yalnız kalmamak, başka biri ile anlamlı bir bağ kurup kendini tamamlamaktır. İşte bu noktadan sonra insan, kendini koskoca evrende konumlandırmak ve aynı zamanda yaşamının merkezini belirlemek için bir yola çıkmıştır. Bu yolda onun ilerlemesini sağlayacak, düştüğünde ayağa kalkmasına destek olacak, yorulduğunda ona dayanabilecek gücü verecek olan şey sevgidir. Aslında ona yaşamın ne olduğunu hatırlatan şeydir, sevgi.

İstenç ve sevgi ayrı ayrı anlatılamayacak düzeyde anlamlar barındırsa dahi bir araya gelmeleri ile insanın neden diğer tüm canlılardan üstün yaratıldığını açıklar. Sonuç olarak insan bir isteği sonucunda geldiği bu dünyada sevgisi ile yaşayacağı bir yolculuğa çıkmıştır. Bu içsel yolculuğunda onu yalnız bırakmayacak olanın ruhundan birer parça olarak kefesinde sevgi ve istenç duygularını taşır. Bu duyguların yarattığı ahenk anlamlı ve tatminkâr bir yaşam sürmesini sağlar. Fani yaşamı sona erip ait olduğu yere döndüğünde ise onu karşılayacak olan “Ne istedin, neyi sevdin?” soruları olacaktır muhakkak.

“Güzel bir hayat istedim.

Güzel anılar, güzel birliktelikler…

Sevmek ve de sevilmek istedim.

Sevgi ile yoğrulmak, sevgili ile yorulmak…”

Kim istemezdi ki! Şüphesiz sevgi ve istemek kelimelerinin en güzel anlam bulduğu cümleler bunlar olsaydı gerek.

Hüseyin Aslan, 1994 yılında Erzurumlu dadaş bir baba ve Rizeli laz bir annenin ortanca çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı. İlk ve orta okul hayatı boyunca Kocaeli'nin Gebze ilçesinde yaşadı. 14 yaşında lise öğrenimi için yakın gurbet olarak nitelendirdiği İstanbul'a, sonrasında üniversite için Konya'ya gitmek üzere evinden ayrıldı. Necmettin Erbakan Üniversitesi'nden 2018 yılında endüstri mühendisi olarak mezun olduktan sonra diplomasının verdiği yetkiyle meslek hayatına atıldı. Aktif olarak bilgi teknolojileri sektöründe proje yöneticiliği yapmaktadır. Yazı hayatına üniversite yıllarında amcası ve İsmet Özel'in yakın arkadaşı olan Özay Aslan'ın onu İstiklal Marşı Derneğine götürüp edebi sanatlarla tanıştırmasına mukabil okuma aktivitelerinde bulunarak başladı. Yazılarını, ilk olarak 2018 yılında açtığı blog üzerinden, sonrasında 2020 yılında blogunu profesyonel bir siteye devşirerek internet ortamına aktardı. 2022 yılında ise çevrimiçi mecralarda paylaşımlarına ara vermek durumunda kaldı. Ta ki 2024 yılı Mayıs ayında Kor Dergi ile tanışana kadar. Kor Dergi ile tanıştıktan sonra yazı hayatına geri dönen Hüseyin Aslan, aktif olarak Kor Dergi ve Levla Dergi'de eserlerini yayınlamakta.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.