NASIL DEĞİL DE NEDEN DİYE SORDUN MU HİÇ?
Akşam yemeği yenmiş. Çıtırdayan sobanın yanından gönülsüzce kalkıp sofradakileri mutfağa taşıyordum. Arkadan bir ses su istedi. Ama soğuk olmasındı. Tamamdı. Yeter ki istensindi. Asla istendiği gibi olmayacak olsa da soğuk olmayan su götürüldü. Yine memnuniyetsiz bir bakışla içildi. Teşekkür edilmedi. Ama şükredildi. Suyu içenin içi kadar olmasa da soğuk olan mutfakta işler vardı şimdi kafaya bunları takmamalıydım. Hep böyleydi zaten hiçbir zaman beklentiye girmemen için sana bu öğretilmemiş miydi? Kızım bizim zamanımızda bu kadar da değildi, bizim zamanımızda daha zordular başlardı azıcık şikayet etsen. Etrafımda ne kadar çok bu soğuk seslerin hedefi olan varsa hepsi hâlime şükretmem gerektiğini dile getirmeden edemezdi. Kendileri isyan edemediği için benim de isyan etme hakkımın olmadığını ima ediyorlardı. İsyan mı? Ben mi? Edemem ki. Yazarım işte belki içim rahatlar diye. Yazarsın ama okutamazsın. Neyse demeli ve işlere dönmeli. Bir türlü bitmeyen işin üstüne bir de kahve isteyen yine aynı sese itaat edip kahvesini götürmeli daha fazla o sese maruz kalmamalı. Kahveler götürüldü. Yüzüne bile bakmadan içildi. Bakacak daha önemli bir şey varken neden sana baksındı. Baksa ne görecekti. Ya da sen ne görsün isterdin. Nedir beklediğin. Unutuyorsun beklenti yoktu, yok. Bunlara bu kadar aldırma bak insanların başına neler geliyor. Değil senin beklediğin inceliği bekleyen senin sahip olduğun sıcak yatağın, evin hasretini çeken kaç kişi var? Var mıdır gerçekten? Hâlbuki ben soğuktan ölmeyi yeğleyebilirim. Bu soğuk yüzü görmemek, o soğuk sesi duymamak için. Tüm bunları düşünürken kahve fincanımı ters çevirdim. Kötü bir alışkanlık kabul. Ama alışkanlık işte bakmayacak olsan da yapıyorsun. Vazgeçemiyorsun. “Günaha giriyorsun.”dedi soğuk ses. Bana mı dedi benle mi konuştu diye içimde sıcak bir ürperti… Varlığımdan yaptıklarımdan haberdar olması beni hayata bağlayabilirdi çünkü. Mesela deseydi “Neyi merak ediyorsun da kapadın fincanı?” benim beklentilerimi, hayallerimi merak etseydi sorsaydı… Bütün yazdıklarımı silip daha umutlu şeyler yazardım vallahi. Ama o benim “nedenimle” değil “eylemimle” ilgileniyordu. “Fal bakmak günah.” dedi, dün gecenin üçünde eve sarhoş gelen soğuk ses. Aklıma mutfaktaki bıçak, sobanın yanında duran kovanın içindeki odun, dün aldığım fare zehri geliyor. Sonra ambulans mı ,itfaiye mi anlamadığım sesler geliyor kulağıma…
Benim de umudum yazılarınızın devamının gelmesi yönünde ♥️ kaleminize sağlık çok güzel olmuş
Benim de umudum yazılarınızın devamının gelmesi yönünde ♥️ kaleminize sağlık çok güzel bir yazı kaleme almışsınız.
Kalemine sağlık ablacığım daha nicelerine
Muhakkak yazmaya devam etmelisiniz. Çok beğendim.
Yazınız çok güzeldi, umarım devamı gelir de biz de böyle zevkle okuruz Funda Hocam. Sevgilerle…
Güzel arkadasim,yazıların devam etsin inşallah,hatta hep okuyalım, kitaplığımiza koyalım kitaplarını açıp açıp okuyalim