Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 27°C
Az Bulutlu
Afyon
27°C
Az Bulutlu
Cts 26°C
Paz 28°C
Pts 27°C
Sal 27°C

HAYATTAN KORKMAMA REHBERİ

HAYATTAN KORKMAMA REHBERİ
27 Ağustos 2024 19:23
85
A+
A-

Bu sabah yine geç kalmıştı. Her sabah olduğu gibi ,hazır olmasına rağmen son dakikaya kadar yine oyalanmış ve yine geç kalmıştı. Kapıyı kilitleyip hızla ayakkabılarını giydi. Hemde her renk ayakkabısı olmasına rağmen, yine kıyafetlerine uymayan lacivert spor ayakkabılarını seçmişti . Savunması hazırdı, çünkü çok rahattı; ne yapsın, en çok onda rahat ediyordu ayakları. Peki neden hala ayakkabı alıyorsun diye sorduklarında ise , “Ama bu ayakkabı her şeye uymuyor.” diyordu. Kendisi de bu paradoksun farkındaydı. Zaten herkes onu öyle kabul etmişti; ha etmemişlerse de etsinlerdi. Asansör trafiğiyle güne başlamadan olmazdı tabi. Asansördeki komşuları gür bir , “Günaydın” ile selamladı. Geç kalmış olsa da, bugün kelebekler gibi hissediyordu ve bunu herkese duyurmalıydı. Yalnız, mutluluk olmazdı; mutluluk paylaştıkça çoğalacaktı. Üst komşunun kombinini beğenmedi ama ceketi güzelmiş, ordan bir kaç puan verdi. En üst katta ki beyfendi traş olmamış; aslında bakımlı bir insan, neden bugün böyle pejmürde acaba? Eşiyle kavga mı etti, yoksa hastası felan mı var? Belki de bebekleri uyumadı sabaha kadar , diye iç geçirdi. Asansör yeniden ara katlarda durup, o ağır orta yaş kokusuyla alt kattaki komşunun lise öğrencisi oğlu binene kadar, zihni bunlarla meşguldü . Acaba ,söylesem mi , “Babanın kokusunu kullanma bak ben sana güzel bir parfüm alayım istersen,” diye geçti zihninden ama , “Dersler nasıl gidiyor ?” demekle yetindi. Binadan çıkar çıkmaz kulaklıklarını takıp, her sabah dinlediği şarkısını açtı. Binanın önünde esen rüzgar ile bu şarkıyı dinlemek en sevdiği rutiniydi. Rüzgarda dans eden kıyafetleri içindeki çocuğu temsil ediyor; bi yandan içinden haykırarak şarkısını söylüyordu.

Güneş her akşam batıp her gün doğuyorsa
Çiçekler solup solup tekrar açıyorsa
En derin yaralar kapanıyorsa
En büyük acılar unutuluyorsa
Neden korkulur hayatta söyleyin bana

Ya değil mi ,bak doğru değil mi ? Bak, yine sabah oldu; geçmez sandığın o yaralar geçti, bitmez sandığın uzun geceler bitti, sen yine aç bir çiçek gibi diye kendine öğütler verirken, nakarat kısmı gelince etrafta kimsenin olup olmadığına bi göz gezdirip sokakta dönerek:

Elbette bazen çiçek açıp bazen solacağım
Elbette daldan dala konup sonra uçacağım
Elbette bazen hızla dönüp bazen duracağım
Elbette bazen söyleyip bazen susacağım…

Ah iyi ki var bu şarkı. Öyle değil mi? Ne sandınız, elbette insanım ben de nihayetinde. Robot gibi yaşamamı beklemesinler ,canım, diyerek kendini en güzel gaza getirme ödülünü bana vermeleri lazım aslında. Acaba öyle bir ödül var mı? Ah, otobüs geldi. Oturacak yer vardır umarım.

Ben Bilge. Okumayı, yeni şeyler öğrenmeyi, seyahat etmeyi ve konuşmayı seven biriyim. Sınıf öğretmeniyim. Ankara'da yaşıyorum. İnsanın en büyük keşfinin kendini tanıması olduğunu farkettiğim zamandan beri derdim kendi alemimde yolculuklar yapmak. Kendi aleminden dışarıya yazarak ve konuşarak kendini taşımaya çalışan bir seyyahım.
YORUMLAR

  1. Fadime dedi ki:

    günlük hayatın sıradan anlarını canlı ve mizahi bir dille anlatman gerçekten sade ve güzel olmuş. tatlı bir metin. yer yer mizaha da yer vermen, kendinle konuşuyormuş gibi yazman, düşündürten de aynı zamanda bir metin olmuş.