HATIRLANMAK

İnadına geceleri yazıyorum hâlâ. İnadına, en yorgun olduğum vakitleri seçiyorum kelimelerimi kusmak için. Ne bir aşk geçmişinin izi kaldı artık üstümde ne de hayatın kirli oyunlarının merakı. Öylesine devam ediyorum sanki uyanmaya. Öylesine kadar basitmiş gibi davranıyorum her şeye. Şimdi durup düşünmek istemiyorum. Mola vermek, dinlenmek istemiyorum. Sadece yalnız kalmak istiyorum. Birkaç günde bir değiştirdiğim kitaplarım, yıllardır değişmeyen şarkılarım yetiyor bana. Yeni birilerini tanımak, hayatıma dâhil etmekten çekiniyorum. Alıştığım yalnızlık sarayında, en yalnız günlerimin tadını çıkarıyorum işte.
Bir gün öleceğim. Herkes gibi sıradan biri olarak mı? Yoksa birçok şeyi başarmış sıradan biri olarak mı? Ne yaparsan yap, bu dünyada sıradan olmaktan kurtulamaz insan. Bu dünyanın sınırları içinde mutlak sıradandır sonuçta. Elinden hiçbir şey gelmez. Yapabileceklerini yapar, pes etmez. Ama sıradan olduğu gerçeğini de değiştiremez tarihin sayfalarında renkli yazılsa bile adı. Kimseye kalmayan bir dünyada, başkalarının hayatında iz bırakmak, neden bu kadar önem arz ediyor? Kahramanlar yazılmış kitaplara. Okunup geçiliyor, unutulana kadar saygı duyuluyor birçoğuna. Çok geçmiş zamanların önemli kişilikleri günümüzde hiçbir önemi olmayan insanlar. Hatırlanmıyor yazılamamış kahramanlar. O zaman kahramanda değil, sayfalara yazanın elinde midir bu güç? Kimin hatırlanacağı, kimin varlığının bile bilinmeyeceği insanları seçiyorlar.
Farkı yok işte. Öyle ya da böyle geçiyor hayat ve ölüyoruz. Kimsenin hatırlamak ve unutmak istemeyeceği anıları başkaları ne yapsın? Çok mutlu olduğum bir anın başkasının gözünde kıymeti nedir ki? Sevdiğin adamın ya da kadının bile bir anlamı yok birçoklarına göre. Bir anlamı olmayan şeyleri anlamlandırıyor, üstüne yaşantımıza birileri şahit olsun diye evleniyoruz genç yaşta. Sırf hatırlanmak, bu evrende basit, önemsiz bir kıvılcım olsak bile, başkaları da bilsin istiyoruz yaşadığımızı. İstediklerimiz, hak ettiklerimizden fazla hep. Ve gerçekçi bakmak gerekirse, hatırlanmaya, anılmaya değer hayatlarımız yok. Ama hepimiz, hatırlanmak için her şeyi yapacak kadar küstah ve benciliz.
Tıpkı mağara duvarlarına resim çizenler gibi. Tıpkı mezarının etrafında kilden yapay ordusu olanlar… Tıpkı mezarında canlı kölelerini nöbetçi tutanlar gibi. Tıpkı… Biz âdemoğulları gibi…