Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 9°C
Açık
Afyon
9°C
Açık
Pts 9°C
Sal 7°C
Çar 7°C
Per 9°C

ÇOK GEÇ OLMADAN

ÇOK GEÇ OLMADAN
14 Aralık 2024 13:24
127
A+
A-

Zor, gerçekten çok zor. Kendini anlamak ve en önemlisi de çevreni anlamak. Kendimizi mi anlamalıydık önce? Yoksa çevremizi mi? Daha doğrusu, önce kendimize mi değer vermeliydik? Yoksa bizi aşağılayan, belki de gerçekten seven çevremize mi?

            Ağlayarak yazıldı belki de nice şiirler. Yoksa ağlayan kalemimiz miydi? Döktü içini tek seferde tüm kâğıda bir sağanak misali. Ben üzülmüyorum yaşadıklarıma ya da yaşatılanlara. Hayattı işte. Geçip gitti gözümün önünden. Meğer ne çok değer vermişim sevdiklerime. Evet, yanlış duymadınız. Çevreme demedim, sevdiklerime dedim. Aslında ilk değeri kendime vermeliymişim. Kimse anlamadı ya da anlamak için çabalamadı bile.

            Kalemim kadar vardım hayatta. Sadece kâğıda sözüm geçiyordu. Hayat da bu ya! Sevemedim kendimi, oldum olası. Tamam dedim, oldu bu sefer. Yine oklar bana döndü. Suçluymuşum meğer. Kendimi sevmediğim için müebbet yatması gereken, tek başına var olduğunu bilmesi gereken koca bir suçlu! Ben yine üzülmüyorum. Kızgınım, öfkeliyim kendime. Söz verdim hep, ağlamak yok diye.

            Beni anlasınlar diye her seferinde çabaladım. Konuştum, susturdular. Güldüm, ağlattılar. Hatırladım, unutturdular. Tutundum, bıraktırdılar. Yazdım ama ellerimi kesecek yürekleri yoktu. Bir tek şunu yapamadılar: Düşüncelerimi yok edemediler. Gün geçtikçe, damla damla çoğaldı. Sel oldu, taştı beynimde. Beynim sussa, kalbim konuştu benim. Buna da ben engel olamadım. Beni yiyip bitiren bir hastalık gibi yapıştı ruhuma. Ruhum acı çekti her seferinde. Anlasınlar beni diye yalvardığım günler yanıma kâr kaldı.

           Zamanım gelmiş gibiydi de bir yandan. Ben çok geç anladım. Ruhuma dayanmış kara bir zincir gibi oracıkta öldürüyordu beni düşüncelerim. Yalnızdım, evet. Yapayalnızdım. Bir tane anlayan bile yoktu beni. Kabullendim sadece. Yaşadıklarımı, anlamsızlığımı, bir hiç oluşumu kabullendim belki de. Artık ağlamak gelmiyordu içimden. Huzurla ayrılmak istiyordum bu evrenden. Azrail diyorlar ya, kapıya dayanmamıştı bu sefer. Tam ruhuma dayandı. İşte tam da orada anladım kendime vermem gereken değeri.

           İş, işten geçti ama. Ruhunuzu insanlarla değil, kendi değerinizle doyurun. Ona iyi bakın. Benliğinize sahip çıkın. Yoksa ağlayacak tek nedeniniz değersizliğiniz olur, siz ölümle pençeleşene kadar…

2002 yılında, Sivas' ta dünyaya geldim. Bilgisayar programcılığı öğrencisiyim. Aynı zamanda yazarlık ve şairlik yapıyorum. Gönlünü sanata kaptırmış biri olarak söylemek isterim ki "Ruhlarınıza çok iyi bakın ve ömür boyu sanatla kalın."
YORUMLAR

  1. Alp dedi ki:

    Kimse anlamadı anlamak için çabalamadı bile…

  2. Tayfun dedi ki:

    @beni anlasınlar diye her seferinde cabaladım” birileri için kendimizi heba etmeye gerek yok, insan kendini anladıkdan sonrasının önemi yok.