UNUTMAK VE HATIRLAMAK
Yemin ederim unutmuştum. Yemin ederim gelmiyordun aklıma. Aşk yarasından söylenen şarkılar ulaşmasa kulaklarıma… Başarıyordum. Yine geliyorsun. Öylesine ama bu gelişlerin. Dönmek için değil de, hatırlatmak için… Uzatmaya devam etmek için bu işkenceyi. Yağmurlu bir havada giden bir trenin camından son defa bakıyorsun suratıma. Öyle bir bakış ki bu, ne giden tren umurumda, ne hava, ne saat, ne ben… Sarı saçların… Mavi gözlerin… Bir günah kadar güzelsin. O kadar sevmişim ki seni… Hiç aklıma gelmemiş bir gün bitebileceği… O trenin “Ayrılık Çeşmesi” durağında inebileceğimizi.
Seni sevmeyi sevmiyorum artık. İçimde öyle bir iz bıraktın ki. Hakkın yoktu buna. Ben kendi halimde mutluydum. Sen hiç girmeseydin hayatıma… O ilk mesajına cevap vermesem nasıl olurdu hayatım? Bilmiyorum… Artık taşa döndü kalbim. Kimseyi senin gibi sevememekten korkuyorum. Hayatımdaki tüm kadınlarda seni aramak istemiyorum artık anlasana!
Seni sevmek istemiyorum. Aklıma gelmeni, gözümü her kapatışımda, her açışımda önümde kıkırdamanı görmek istemiyorum. Hasta olduğunda hep kısılan sesini unutmak istiyorum artık. Senin aklının en uç noktasında bile bana yer yokken, senin benim kafamın her köşesinde olmanı kabullenemiyorum.
Unut beni kötü hatırlıyorsan. Hiç gelmeyeyim aklına. Bakma benim öfkeli olduğuma. Boğuldum defalarca kasvetinin altında. Defalarca geberdim. Senden tek dileğim, rahatsız etme artık beni. Ne aklıma gel, ne karşıma…
Bu bir veda değil, son. Veda edenler kavuşur belki bir gün. Bir ihtimal varsa bile, ben yokum artık.
Senden nefret ediyor ve seni çok seviyorum…