OYLAT’A GİDİYORUZ
Günaydın, tünaydın, iyi akşamlar deyip Truman Show’un efsane repliği ile giriş yapıyorum. Bugün benimle İnegöl’ün dağ yamaçlarına tırmanacaksınız. Biraz yorucu olabilir ama yolun sonunda gördüklerinize değecek. Hafta sonu yürüyüşlerine oldum olası bayılırım. Ama üşüyen bir insan olduğumdan kış aylarında evde durmayı tercih ediyorum. Çünkü hava soğuk ve ben üşüyorum. Neyse, tabi ki konumuz bu değil.
Bu hafta kar yok, yürüyüş için mükemmel bir gün dediler, düştük yollara. Tabi ki varabildiğimiz yerde araçtan indiğimiz anda başladı masallar ülkesine girişimiz. Geceden beri aralıksız kar yağmış fakat tur rehberimize ulaşılamadığından bize haber verilmemiş. Buraya kadar gelinmişken yürünür dedik ve karlar kraliçesinin ülkesindeki büyük ormana geçiş yaptık. Bir yerden sonra grupla yürümek imkansız hale gelince tek sıra halinde dizildik. Yaklaşık bir saat daha yürüdük ve aşağıda sizinle paylaşacağım muhteşem manzaralara şahit olduk. Yolda düşenler, ıslananlar, bir yerden sonra devam edemeyenler elbette oldu ama istikrarlı bir şekilde yürümeye devam edince Oylat’ın karlar altındaki muhteşem akışına şahit olabildik.
Hasılı sevgili okurum “İnsan hayatına protesto ederken girmiyor, anlamlı şeyler, dingin zamanda giriyor ve dinginleşen her şey derinleşiyor.” Bazen yol yorucu gelebilir, bitmez gibi görünebilir, yara alınabilir ama bırakın biraz akışta kalsın çünkü yargının çok olduğu, hep bir aması olan zamanlarda sevmeye vakit kalmıyor. Hayat sadece sevdiklerini yapmakla değil yaptıklarını sevmekle devam ediyor. Hayatınızın dinginleştiği dönemlere, sevmeye ve sevilmeye bolca vakit bulduğunuz zamanlara kavuşmanız dileğiyle. Kendinize güzel bakın fırsat bulursanız Oylat Şelalesini bir de kışın, karlar altındayken görün. Hoşça kalın…