Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Afyon 10°C
Açık
Afyon
10°C
Açık
Paz 14°C
Pts 17°C
Sal 17°C
Çar 17°C

DOĞU TÜRKİSTAN: İKTİDARIN GÖLGESİNDE

DOĞU TÜRKİSTAN: İKTİDARIN GÖLGESİNDE
7 Temmuz 2025 12:35 | Son Güncellenme: 14 Temmuz 2025 14:49
222
A+
A-

Nietzsche’nin dediği gibi: “Gölgeyle dans eden” bir tarih bu.[1]

Bir halkın varoluşu, iktidarın karanlığında sessizce eriyen bir figür gibi…

“Yeniden eğitim” adı altında cehennemin kapıları ardına kadar aralanmış, bir laboratuvar kurulurcasına.[2]

Uygur halkı; geçmişinin, dilinin, dininin ve kültürünün üzerine örülen duvarların ardında hapsolmuş durumda.

Hegel’e göre tarihin ilerleyişi özgürlükle mümkündür.[3]

Ne var ki burada, tarih tahrif edilmekte; hafıza silinmekte, tarihsel bilinç yok edilmektedir.

Bu ise özgürlüğün en temel felsefî koşulu olan tarihsel sürekliliğin kesintiye uğraması anlamına gelir.

Uygur halkı sadece fiziksel olarak değil; zamansal düzlemde de silinmek istenmektedir.

 

Doğu Türkistan meselesi yalnızca bir azınlık hakları sorunu değildir.

Bu, modernitenin otoriter devlet biçimleri ile kapitalist üretim ilişkilerinin ulus-devlet düzleminde kesiştiği noktada ortaya çıkan bir insanlık krizidir.[4]

Ve bu kriz, derinleşen bir sessizlikle büyümektedir.

Sessizlik, suçun ortaklığına dönüşmektedir.

Bugün Doğu Türkistan’da yaşananlar, 20. yüzyılın hafızasında yer eden kültürel soykırımların güncellenmiş bir versiyonudur; farklı araçlarla, fakat benzer saiklerle…

 

Karanlık büyüyor, umutlar çırpınıyor.

Kampların soğuk duvarlarında yankılanan sessiz çığlıklar var; içi yanmış bedenlerde…

 

“İnsanın varoluşu, kendi özgürlüğüne sahip çıkmasıyla anlam kazanır. Özgürlüğü yok eden her iktidar, insanlığı da yok eder.”

 

Bir milletin dili, dini, hafızası ve kolektif bilinci hedef alındığında, mesele yalnızca bireysel hakların değil; insanlığın müşterek vicdanının tahribi hâline gelir.

Doğu Türkistan’da kurulan “yeniden eğitim” kampları —resmî adıyla “mesleki eğitim merkezleri” — gerçekte yüksek güvenlikli ideolojik dönüşüm merkezleridir.[5]

Burada on binlerce insan, hiçbir yargı kararı olmaksızın alıkonulmakta; ibadetleri, inançları ve düşünceleri “radikal eğilim” sayılarak zorla itiraflara, dayatılmış kimlik değişimlerine ve sistematik psikolojik baskıya maruz bırakılmaktadır.

 

Dipnotlar:

[1] Nietzsche: Friedrich Nietzsche (1844-1900), Alman filozof ve kültür eleştirmenidir.

[2] Yeniden eğitim: Çin hükümeti tarafından Doğu Türkistan’da uygulanan zorunlu ideolojik eğitim.

[3] Hegel: George Wilhelm Friedrich Hegel (1770-1831), Alman idealist filozofudur.

[4] Doğu Türkistan: Tarihsel olarak Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak bilinen, Uygur Türklerinin yoğun yaşadığı bölge. Modernitenin otoriter devlet biçimleri: Modern devletlerin otoriterlik ve baskı yöntemleriyle toplumu kontrol biçimleri.
Kapitalist üretim ilişkileri: Üretim araçlarının özel mülkiyetine dayalı ekonomik sistem.

[5] Mesleki eğitim merkezleri: Çin’in Doğu Türkistan’da kurduğu zorunlu ideolojik dönüşüm merkezleridir.

[6] Foucault: Michel Foucault (1926-1984), Fransız filozof ve sosyolog.
Disiplin toplumu: Foucault’nun modern toplumlarda bireylerin beden ve zihinlerinin disiplin ve kontrol altında tutulmasını anlatan kavram.

Siyaset Bilimi öğrencisi
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.